Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. İsa (a.s)'ın duası
Allahım! Bana düşmanımı sevindirecek bir bela, dostumu üzecek bir musibet verme. Musibetimi dinimde kılma (Çünkü din musibeti dünya musibetinden daha büyüktür). Dünyayı gayemden daha büyük ve sadece ilmimi elde etme yeri kılma (Bilakis ilmimi sana ulaşmaya vesile kıl). Sana karşı olan günahım sebebi ile merhametsiz kimseyi bana musallat etme.
Nakledildiğine göre Hz. İsa bir gün bahçe sulayan bir delikanlı ile karşılaşır. Delikanlı Hz. İsa'ya; ''Rabbin'den, sevgisinin zerre ağırlığındaki bir kısmını bana bağışlamasını dile'' der. Hz. İsa ona; ''Sen zerre kadarına dayanamazsın.'' diye karşılık verir. Delikanlı; ''O halde zerre kadarının yarısını versin'' der. Bunun üzerine Hz. İsa onun için; ''Ya Rabbi! Bu gence sevginin zerre kadarının yarısını bağışla'' diye dua eder ve yoluna devam eder. Epeyce bir müddet sonra Hz. İsa'nın yolu yine oraya düşer, delikanlıyı sorar; ''Delirdi, dağlara çıktı'' derler. Hz. İsa delikanlıyı kendisine göstermesi için Allah'a dua eder. O sırada delikanlıyı dağlar arasında görür, onun gözlerini gökyüzüne dikmiş ve bir kaya üzerinde dimdik ayakta dururken bulur. Hz. İsa delikanlıya selam verir, selamını almaz, ''Ben İsa'yım'' diye kendisini tanıtarak delikanlının ilgisini çekmeye çalışırken Ulu Allah'tan kendisine şu vahiy gelir; ''Kalbinde benim sevgimin yarım zerresini taşıyan kimse insanoğlunun sözünü hiç duyar mı? İzzet ve celalim hakkı için sen onu testere ile ikiye biçsen onun acısını bile duymaz.''
Sayfa 50 - çelik yayıneviKitabı okudu
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
55 günde okudu
Evet yine bir güzel kitabın daha sonuna geldik. Kitaba öylesine bi başlarken heyecanla devam edip sonlarında buldum kendimi. Kitap bana çok şey kattı. Ayetler hadisler verilmesi çok güzel. Ve bunların kaynaklarının belirtilmesi de yine ayrı bi güzellikti. Herkesin mutlaka öğrenmesi gereken islami detaylar var. herkesin kendine ders çıkaracağı satırlarla dolu. Mutlaka okunmalı listeme dahil olan bir kitap oldu. Sevgi dolu ve kitapça kalın
Hz. Meryem ve Hz. İsa
Hz. Meryem ve Hz. İsaMustafa Necati Bursalı · Çelik Yayınevi · 201072 okunma
günahtan kaçtığın kadar, günahkardan da kaçmalısın.
Hz. İsa (as) şöyle demiştir: "İbadet on parçadır. Bu on parçanın dokuzu susmak, bir parçası da insanlardan kaçmaktadır."
Sayfa 22
"Efendimiz Hz. İsa çarmıha gerilmişti, çünkü çağdaşları onun sahtekar olduğunu düşünüyorlardı. Aslında gerçek bir tarih yoktur, sadece bakış açıları vardır."
Ülke ihtiyaç içinde! Hiçbir şey üretemiyorsan, al hanimi, çocuğu git Çocuk Esirgeme Yuvalarina, bir seyler anlat onlara, kitap oku. Senin benim gibi adamlar, saat markası, 100 metre kare daha büyük ev, yeni arabayla mutlu olmazlar. Senin için en büyük kişisel gelişim orada yanagina konacak bir Öpücük. Ürettiginin sonucunu bir hayir duasiyla orada alirsin. Öteki kosturmacanin sonu yok be Hıdırım. • Ya ağabey imam gibi degil de, filmlerdeki rahipler gibi konusuyorsun. - Doğru, filmlerde bu adamlarin rahipleri hep ivi, bilge adam olur. Bizim imamlar da hep kötü adamdir. Oysa bizim dedeler anlatirdi, Kurtulus Savasinda Ege Bölgesi'nde halki imamlar örgütlemis, hep önde savasmislar, diye. Bir de agabey, bu Amerikalilarin kisi-sel gelisim kitaplarinda hep İsa’dan örnekler var. "Hz. İsa böyle dedi, böyle yapti" gibi. Bizim kitaplarda hiç Hz. Muhammed yok. - Ağabey deli misin? Kalkacak bir yazar, bir imamdan iyi bahsedecek. Adamin deli olmasi lazim. Öyle çok da inançli falan olmasa ama kitabinda "kültürümüzdür" deyip bir imam devreye soksa, şu benim anlattıklarımı anlattirsa, bitirirler adami valla. Bak bu benim söylediklerimin onda birini bir budist rahibe ya da papaza anlattırsın kral olur, bilge olur. Rahip dururken imam! Salaklık.
Sayfa 150 - Elma yayıneviKitabı okudu
Reklam
Bir gün Hazret-i İsa'a bir kimse yol arkadaşı olmuş. Beraber giderlerken bu adam, bir köşede bâzı kemikler görmüş ve Hazret-i İsa'ya: "-Ne olur ya İsa! Bildiğin ism-i azam'ı bana da öğret de bu kemikleri diriltip kaldırayım." diye yalvarmış. Hazret-i İsa ise cevaben şöyle buyurmuş: "-O iş senin kârın değildir. İsm-i azam'ı okuyup ölüyü diriltmek için, yağmurlardan daha temiz bir nefes sahibi, kullukta meleklerden daha anlayışlı bir kişi olmak gerek. İsm-i âzam, (haram ve şüpheli lokmanın geçmediği) temiz bir ağız ve (Allah'tan uzaklaştıran her şeyden arınmış bir) kalp ister. Yani öyle bir kimse ki, nefsi haram ile kirlenmiş olmasın ve melekler gibi isyan ve günahtan pâk olsun. Çünkü bir kimsenin nefsi pâk olmadan, o kimsenin duâsı makbul olmaz!.. Meselâ farzedelim ki sen, Hazret-i Mûsâ'nın asâsını elinde tutabilirsin. Fakat Mûsa'daki kuvvet sende var mı ki, onu ejderha yapabilesin... İş te bunun gibi, sende İsa'nın nefesi yokken ism-i âzam'ı okumanın sana ne faydası olur ki?!"
Melek peygamber beklentisinin olası nedenleri
İslam öncesi Arapların, insan peygambere niçin karşı çıktıklarını, bu karşı çıkışlarını hangi temele dayandırdıklarını kestirmek oldukça güçtür. (...) Eğer durum böyleyse, Yahudilerin peygamber beklentisine ek olarak Hıristiyanlar tarafından kutsallaştırılan İsa peygamber örneğinin, İslam öncesi Arapların peygamberlik anlayışına, önemli etkiler yaptığı, zihinlerindeki peygamber modeliyle Hz. Muhammed uyuşmadığı için de onu yadsıdıkları sonucuna ulaşılabilir. Öte yandan, doğal bir biçimde, herhangi bir dışsal etki olmaksızın, Hz. Muhammed'e peygamberliği yakıştıramadıkları için onun peygamberliğini yadsımak amacıyla "melek peygamber" modeli üretilip, işi çıkmaza sokmayı arzuladıkları da söylenebilir. Ya da kimi Araplar, kudretli olan bir Tanrı'nın istemlerini, bir insanı ayrıcalıklı kılarak, onu peygamber olarak seçip muhatap alarak iletmesini Tanrı'ya yakıştıramamış olabilir.
Sayfa 128Kitabı okudu
Hz. İbrahim'den on bin yl önce, Tas Devri'nde yaşayan avcı toplayıcı insanların da ahlak kuralları vardı. Avrupalı göçmenler,. Avustralya ya 18. yüzyıl sonlarında ilk vardıklarında karşılarında Hz. Musa Hz. İsa ya Hz Muhammed den haberleri olmadığı halde tam teşekküllü bir etik dünya görüşüne sahip Aborjinleri bulmuşlardı. Yerlilerin malına mülküne vahşice el koyan Hıristiyan sömürgecilerin üstün bir ahlak standardı sergilediklerini iddia etmek pek mümkün görünmüyor. Gúnümüzde biliminsanları ahlakın esasen insan türünün ortaya çıkmasindan bir milyon yıl kadar öncesine dayanan derin evrimsel kökenleri bulunduğunu işaret ediyor.
209 syf.
7/10 puan verdi
Arka kapak yazısında "Müslüman bir bakışla, Hz. İsa'nın göğe yükselişini ele alıyor" denmiş ama ben bu kitabı bu kadar basite indirgeyemem, Ortadoğu'nun En Uzun Günü bir sorgulama, bir vicdan muhasebesi. Bir roman okuyacağımı düşünerek elime aldım, bir romandan daha fazlası karşıladı beni. Yazar, diyaloglar vasıtasıyla İsa'nın çarmıha gerilişini aktarırken dinler tarihine ve din felsefesine de göz kırpmış. Ortadoğu; medeniyetlerin, dinlerin ve tarihi tekerrürlerin coğrafyası... Kaosun da aynı zamanda... Yazar Ortadoğu'nun en uzun gününü bu göğe yükseliş olayı olarak belirlemiş. 1977'de vefat etmiş olmasaydı günümüz Ortadoğu'sunda en uzun günün aynı kaos ve aynı vicdani yoksunlukla devam ettiğini görecekti. Bu arada Kamil Hüseyin'in gerçek mesleği doktorluk, Mısır doğumlu yazar bu kitapta yazdıkları fikirleri ile batı dünyasında fazlaca dikkat çekmiş. Farklı bir okuma oldu benim için, severek okudum. Bahsettiğim konular ilginizi çekiyorsa bi bakıverin a dostlar. ..
Ortadoğu'nun En Uzun Günü
Ortadoğu'nun En Uzun GünüMuhammed Kâmil Hüseyin · Ketebe Yayınevi · 20239 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.