"Allah yolunda ateşe girmek vardır. Lâkin ateşe atılmadan önce, kendinde İbrahimlik vasfı olup olmadığını araştır! Çünkü ateş seni değil, İbrahimler’i tanır ve yakmaz.”
Hz.Mevlânâ (k.s)
Hz. Ebû Bekir-i Sıddık'tan (r.a) sonra bu yola "Sıddıkıyye" ismi verildi. Bâyezid-i Bistâmî'ye (k.s) kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra "Tayfûriyye" ismi verildi. Tayfur, Bâyezid-i Bistâmî'nin adıdır. Hâce Abdülhälik-ı Gucdüvânî hazretlerine kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra, "Hâcegâniyye" ismi verildi. Şah-ı Nakşibend hazretlerine kadar bu isimle anıldı. Şah-ı Nakşibend hazretlerinden sonra "Nakşibendiyye" ismi verildi. Bu yol bu isimle İslâm âlemine yayıldı, meşhur oldu. Diğer kollardaki isimler zamanla unutuldu. Bu yol, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'den sonra "Nakşibendî-Hâlidiyye" ismiyle de anılıp yayıldı. Bugün Anadolu'da yaygın olan kol "Hâlidiyye" koludur. Bu yol, günümüzde Şah-ı Nakşibend hazretlerine nisbet edilen meşhur ismiyle "Nakşibendîlik" şeklinde anılmaktadır.
1) MERV: Hazreti Osman (r.a.) zamanında fethedilen Merv, Horasan havalisinin en güçlü merkezi idi.
Bugün Türkistan sınırları içinde yer alan Merv şehrinde iki büyük türbe Sultan Sencer ve Yusuf el- Hemadanî Hazretleri'ne ait türbelerdir.
MERV şehri Selçuklu devleti başkentliği yapmıştır.
2) BUHARA:(ibadet edilen yer anlamında) şehir