Bir gün müminlerin emiri Hz. Ali'nin (k.v.) önüne küstah ve edepsiz biri çıkıp: - Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in (r.anhüma) hilafeti za- manında fitne ve kavga, düşmanlık ve kin yoktu. Senin ve Hz. Osman'ın halifeliği zamanında ise kargaşa ve huzursuzluk hiç eksik olmuyor. Neden böyle? diye sordu. Hz. Ali (k.v.) şu cevabı verdi: Çünkü ben ve Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e yardım ediyorduk, sen ve senin gibiler de bana ve Hz. Osman'a yardım ediyor.
"Ölüme, gücünüzün yettiği en hayırlı amellerle hazırlanın." "Cehalet öyle bir binektir ki, üzerine binen zillete düşer, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder."
Reklam
“Halkı kışkırtmak ve vatana ihanet !” kimler yemedi ki bu damgayı? Allah Resulü’nün vefatından sonra İslam devletinin halifeleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve evlatları HZ. Hasan ile Hz. Hüseyin (r.a) adil vebhakkaniyete dayalı idarelerinden rahatsız olan bir avuç sömürücü, zalim, zorba vebemperyalist çevrelerce tutulan kiralık katiller tarafından şehit edildiler. Hem de kimisi camide secdede, kimisi Kur’an-ı Kerim okurken ve kimisi de meydanlarda katledildiler.
Rıza makamı
Hz. Ali (r.a.), oğlu Hz. Hüseyn'e, Ebu Zer Gıfârî'nin "Bana göre dervişlik ve fakirlik zenginlikten daha sevimlidir, hastalık sıhhattan daha iyi ve çok arzu edilen bir şeydir", sözünü sordular. Şöyle dedi: "Allah Ebu Zer'e rahmet eylesin, fakat benim sözüm şudur: Bir kimse Allah Taâlâ'nın tercih ve ihtiyarındaki güzelliğe vakıf olursa, O'nun kendisi için yaptığı tercihten başkasını temenni etmez". Kul, Allah'ın ihtiyarını ve tercihini görürse, kendi tercihinden yüz çevirir. Bütün üzüntülerden kurtulur. Bu ise gaybette sıhhatlı olarak hasıl olmaz. Kul, bunu sadece huzur (ve müşahede) halinde bulur. Zira "rıza, hüzünleri yok eder, gaflete karşı muafiyet kazandırır". Yani rıza kişiyi dertten kurtarır, onu gafletle cenkleşmekten uzaklastırarak kurtuluşa erdirir.
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatıyor: Peygamber (s.a.v.)'in yanına geldim. Elimde hurmalar vardı. Dedim ki: "Ey Allah'ın elçisi, bu hurmaların bereketlenmesi için Allah'a dua et." Resulullah (s.a.v.) hurmaları eline aldı. Sonra bereketlenmeleri için dua etti. "Bunları torbana koy. Yemek istediğinde elini forbaya sok ve al. Torbanı açma!" dedi. Ebu Hureyre der ki: Peygamberimiz zamanında, Ebu Bekir, Ömer, Osman (Allah onlardan razı olsun) zamanında hurmaları yemeye devam ettim. Hz. Osman öldürüldüğünde evim yağma edildi. Torbam çalındı. O torbadan ne kadar yediğimi söyleyeyim mi? İki yüz yükten fazla yedim.
Sayfa 537Kitabı okudu
İmam Azam'a Ehl-i Sünnet inancının alâmetlerinden sorulunca şöyle cevap vermiştir: 1- Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'i diğer sahabîler üzerine üstün tutarız. 2- Hasan ile Hüseyin'e sevgi besleriz. 3- Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanırız. 4- Mestler üzerine mesh etmeyi caiz görürüz. 5- Kuvvet şurubu gayesiyle hurma suyundan yapılmış şiranın içilmesini caiz görürüz. 6- Günahı sebebiyle hiçbir mümine kâfir demeyiz. 7- Allah'ın sıfatları hakkında konuşmayız. 8- Ehl-i Sünnet'e göre Allah'ın sıfatları tevkîfidir. 9- Bütün sahabiler hakkında hayırdan başka bir şey söylemeyiz. 10- Sahabe'nin en üstünü Hz. Ebû Bekir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali, sonra Aşere-i Mübeşşere, sonra Bedir Ehli, sonra Uhud Savaşı'na katılanlar, sonra Hudeybiye Antlaşması'nda bulunanlar, sonra Bey'atü'r-Rıdvan'da bulunanlar, sonra Akabe Biatı'nda bulunanlardır.
Çağrı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
674 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.