·
Not rated
Ali Şeriati İslamoğlu’nun sitayişle bahsettiği ve öve öve bitiremediği Ali Şeriatî’nin MUHAMMED KİMDİR kitabına bakalım ve “İnsanın eseri o insanın kendisidir” fehvasınca, Şeriatî’yi kendi eserinden tanıyalım. Ali Şeriatî’nin bu eseri, 1988 Ankara baskılı. Basan Fecr Yayınevi. Şeriatî İranlı bir şiî. Bizde İranlılara acemler derler. Dilimizdeki
Ali
AliAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2008210 okunma
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatıyor: Peygamber (s.a.v.)'in yanına geldim. Elimde hurmalar vardı. Dedim ki: "Ey Allah'ın elçisi, bu hurmaların bereketlenmesi için Allah'a dua et." Resulullah (s.a.v.) hurmaları eline aldı. Sonra bereketlenmeleri için dua etti. "Bunları torbana koy. Yemek istediğinde elini forbaya sok ve al. Torbanı açma!" dedi. Ebu Hureyre der ki: Peygamberimiz zamanında, Ebu Bekir, Ömer, Osman (Allah onlardan razı olsun) zamanında hurmaları yemeye devam ettim. Hz. Osman öldürüldüğünde evim yağma edildi. Torbam çalındı. O torbadan ne kadar yediğimi söyleyeyim mi? İki yüz yükten fazla yedim.
Reklam
İmam Azam'a Ehl-i Sünnet inancının alâmetlerinden sorulunca şöyle cevap vermiştir: 1- Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer'i diğer sahabîler üzerine üstün tutarız. 2- Hasan ile Hüseyin'e sevgi besleriz. 3- Hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanırız. 4- Mestler üzerine mesh etmeyi caiz görürüz. 5- Kuvvet şurubu gayesiyle hurma suyundan yapılmış şiranın içilmesini caiz görürüz. 6- Günahı sebebiyle hiçbir mümine kâfir demeyiz. 7- Allah'ın sıfatları hakkında konuşmayız. 8- Ehl-i Sünnet'e göre Allah'ın sıfatları tevkîfidir. 9- Bütün sahabiler hakkında hayırdan başka bir şey söylemeyiz. 10- Sahabe'nin en üstünü Hz. Ebû Bekir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali, sonra Aşere-i Mübeşşere, sonra Bedir Ehli, sonra Uhud Savaşı'na katılanlar, sonra Hudeybiye Antlaşması'nda bulunanlar, sonra Bey'atü'r-Rıdvan'da bulunanlar, sonra Akabe Biatı'nda bulunanlardır.
Çağrı yayınlarıKitabı okuyor
Veysel Karani
Peygamber (s.a.) sahabeye şöyle demişti: "Karn kabilesinde, ismi Üveys olan bir adam vardır. Kıyamet günü olunca, ümmetimden, (sürülerinin çokluğu ile tanınan) Rabia ve Mudar davarları kadar, kişilere şefaat eder". Sonra Hz. Ömer ile Hz. Ali'ye (r.a.) döndü ve kendilerine şöyle dedi: "Ona dikkat edin, iyi bakın. O, innîn (cinsî duyguları bulunmayan meczub) bir kişidir, orta boyludur, saçları çoktur, sol tarafında bir dirhem büyükiüğünde bir beyazlık bulunur. Avucunda Baras (hastalığı varmış) gibi bir beyazlık vardır. Rebia ve Mudar, davarları sayısı kadar ümmetime şefaat edecek. Onu gördüğünüzde, selamımı ulaştırın ve ümmetime dua etmesini söyleyin".
Sünnet vahye dayanır
Bir diğer husus: Sünnet’i bir kurum ve kaynak olarak kabul eden herkes, Efen­ dimiz (s.a.v.)'in, Kur'an'da yer almayan hükümler getirdiğini bilir ve kabul eder. Çün­ kü bilir ve kabul eder ki, bu çerçevedeki Sünnet de vahye dayanır. Buna itirazı olanlar, Efendimiz (s.a.v.)'in, Kur'an'da yer almadığı halde -mesela- Cuma günü öğle namazını iptal ederek yerine "Cuma namazı" diye bir namaz ihdas ettiğini, onu da ezanı cami içinde okunan (dış ezan uygulaması Hz. Osman (r.a.) zamanında getirilmiştir) ve hutbe eşliğinde eda edilen bir namaz olarak belirlediği­ ni, en önemlisi de bütün bunları Kur'an'dan almadığı bir yetkiyle ve vahyin onayını almaksızın yaptığını söylemek zorundadır!
Misafir-iz!
"Eğer kalpleriniz tertemiz olsaydı, Allah'ın kelamına doyamazdınız. " (Hz. Osman (r.a.)
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Hemmüd dünya zulmetün filkalbi, vehemmül ahirati nurun filkalbi. Hz. Osman r.a. buyurdu: "Dünya işleri için üzülmek kalbe zulmettir yani karanlık verir. Ahiret için üzülmek kalbe nur verir." (Gerçekten de öyle, kalbimizi dünya için çok sıkıyoruz bugün o yüzden psikolojiler içten içe bozuk. )
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.