Şimdi hilim, hayâ, edep, ahlâk ve yumuşaklık incisi Hz. Osman (r.a.)'in dilinden dökülen gaybî incileri sizlere sunuyorum. Allah ondan razı olsun ki, o din büyüğü şöyle buyurdular; "Duvarın altında ikisine ait bir hazine vardı; babaları da sâlih bir kimse idi." Mealindeki âyet hakkındaki görüşü. (Kehf suresinde)
Hazine, altından bir sahifedir; üzerinde yedi satır yazı vardır;
Birincisatırda: "Ölümü bilip de gülen kimseye şaşarım."
İkincisatırda: "Dünyanın fâni olduğunu bilip de ona rağbet eden kimseye şaşarım!"
Üçüncüsatırda: "Her şeyin kader ile döndüğünü bilip de elden çıkan şeye üzülen kimseye şaşarım!"
Dördüncüsatırda: "Bir hesaba tâbi tutulacağını bildiği halde mal toplayan kimseye şaşarım!"
Beşincisatırda: "Cehennem ateşini bilip de günah işleyen kimseye şaşarım!"
Altıncısatırda: "Allah'ı yakinen bilip de O'ndan başkasını anan kimseye şaşarım!"
Yedincisatırda: "Cennet'i yakinen bilip de dünyada istirahat uman kimseye ve bir de şeytanı düşman bildiği hâlde ona itaat eden kimseye şaşarım!.. "
SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
Biz ırkçı olamayız. Çünkü biz namaza sahibiz. Biz üstüncü olamayız. Biz benim ulusum seninkinden daha iyi, benim ırkım seninkinden daha iyi, benim dilim seninkinden daha iyi, benim ten rengim seninkinden daha iyi, benim köyüm seninkinden daha iyi diye düşünemeyiz. Bunu yapamayız ve biliyor musunuz biz bunu yapamayacağımızı ne zaman hatırlıyoruz, namazda beraber safta dururken Hz. Bilal (r.a.) Hz. Osman (r.a.) ile yan yana dururken, biz eşit olduğumuzu hatırlıyoruz. Niçin bunun altını çiziyorum? Çünkü bunu Müslümanlarda fark ettim.
Müslümanlardaki ırkçılığı fark ettim.