Abdullah b. Amr, hayatı boyunca sabah namazından sonra yatmamıştır. Sabah namazına kalkmakta problemi olan bizim gibi insanlar için bu sözü anlamak da zor ama oradan hayatlarımıza ayar çekeceğiz. Namazdan sonra yatmayı hoş görmezdi. Ehlini, hanımını ve çocuklarını da namazdan sonra yatırmazdı. Ve bu konuda Abdullah b. Amr şöyle demiştir: “Kalkın, ne olur kalkın! Bu vakit yatma vakti değil, ilahi tecellilere ve ilahi bereketlere muhatap olma vaktidir. Vallahi! Bu vakitlerin bereketi insana cennet kazandırtır.” [Ebû Nuaym, Hilyetu’l-Evliyâ, I, 288]
Reklam
Ne var k i bu sıcaklık bana ait değildi. Hem de hiç. Zamanı geldiğinde başka birine ; onun yatağını ve hayatını paylaşacak kadın ait olacaktı. Aile üyesi olacak birine. B u düşüncenin, kalbime bıçak saplanmış gibi hissettirmesi çok saçmaydı.
Şu an İhya okuduğum için inceleme dikkatimi çekti.İncelemeye hak vermekle birlikte kalbimizin de mutmain olması adına...peki İmam Gazali ve ehli sünnet vb. eserlerine karşı bakış açımız nasıl olmalı? maksatlı sizlerle de paylaşmak istedim. 📌 İmam Gazali'nin İhya-u Ulumuddin adlı eserinde neden zayıf veya mevzu hadis var? Değerli
Kübra

Kübra

@Kubrasadik
·
20 May 23:10
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla Yüceliğini anlamada kalp ve hâtırların şaştığı, nurlarının doğuşundan göz ve bakışların dehşete kapıldığı, gönüllerde gizleneni bilen, hükümranlığını bir vezir veya ortakla yürütmekten müstağni olan, kalpleri evirip çeviren, günahları bağışlayan, ayıpları örten, sıkıntıları gideren Allah'a hamdolsun!
Hayatının dip noktasında olanların aydınlığa çıkması niyetiyle...
Hayat, benim için en hayırlı ve en mutlu olan hâle dönüşüyor. Bu yeni ve harika sürprizlerle dolu yıldız günlerim için teşekkür ederim. Ruhumdaki, zihnimdeki ve bedenimdeki her şey kalıcı bir şekilde pozitife dönüşüyor. Bunu sevgiyle kabul ediyorum. Uyandığım her günde, bir öncekinden daha mutlu ve daha enerjik oluyorum. İçimdeki iyilik ve
.......... B İ L M E Z E M
1 Öyle ser-hõș olmuşum ki eyn ü ânı bilmezem Mest ü medhûșum hemîşe nâm ü şânı bilmezem 2 Hem benim mecnûn-ı 'aşk kim gezerim sahaları bilmezem Hâne-ber-dûşum dehirde hânümânı bilmezem 3 Alet-i 'aşkdur bezimde çeng ü tanbûr u usûl Mahrem-i esrâr-ı bezmem sofîyânı bilmezem 4 Cevher-i güftâr medfûn mahzen-i dil toptolu Kân-ı irfân olmuşum ben özge kânı bilmezem 5 Sinemizdür ney gibi sûrâh sûrâh Sıdkîyâ Tabl u sûr-nâ vü kaval ü hem kemanı bilmezem
Reklam
Kurumsal bir tarikat bağına sahip olmadıkları anlaşılan bu muvelleh dervişlerin özelliklerine baktığımızda, muvellehliğin onlardaki tezahür biçimlerinin temelde yerleşik dini ve toplumsal yapıya bir muhalefet üzerine inşa edilmiş olduğunu görmekteyiz. Bu muhalefetin yansımaları olan namaz kılmama, oruç tutmama, giyim-kuşam
Sayfa 82 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Hamdân Karmat isminde bir adamın taraftarlarına verilen isim. Karâmitalar aslında İsmailiyye'ye mensuptular. Daha son- ra onlara muhalefet edip "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra yedi imamdan başkasını tanımayız." dediler. Bu yedi imam da Ali, Hasan, Hüseyin, Ali b. Hüseyin, Muhammed b. Ali, Cafer es-Sadık, Muhammed b. İsmail'dir. Bu kişiler ehl-i sünnetten akide de ayrıştıkları gibi siyasî olarak da ayrıştılar. Bahreyn'de bir devlet kurarak girdikleri yerlerde bozgunculuk yaptılar; malları gaspettiler, ırz ve namusa göz diktiler, yolları kestiler. Terviye günü Mekke'ye girdikleri vakit çok daha çir- kefleşerek hacıları katlettiler, mallarını gaspettiler, Kâbe'nin kapısını söktüler, öldürdükleri insanları zemzem kuyusuna at- tılar, Kâbe'nin örtüsünü çıkarıp Haceru'l-Esved'le birlikte yan- larında götürdüler. Evlere girip mallara el koydular, haram şeyler işleyip kutsalları çiğnediler. Kâbe'ye tarihte bu ölçüde bir saygısızlık işlenmemişti. Hicri üçüncü yüzyılın sonlarına doğru, Kâbe'ye saldırmalarının akabinde, Samsâmu'd-Devle Hüseyin b. Yusuf tarafından yok edildiler.
Sayfa 108Kitabı okudu
Şam'daki en ünlü muvelleh Yusuf el-Kaminî hakkında Zehebî (ö. 748/1348) şunları söylemektedir: "Dımaşk'ta meşhur bir şeyhtir. İnsanların onun hakkında hüsnü itikatları vardı. Şeytanların sığınakları olan kamînlerde (külhan) ve mezbeleliklerde barınırdı. Yerlerde sürünen elbiseler giyer, idrarı üzerine bulaştırır, yalın ayak
Sayfa 79 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Muvelleh sıfatı verilen dervişlere bakıldığında, terimin Kalenderiler ve Haydariler gibi tasavvufi meşrepleri itibariyle muhalif karakterli dervişleri tasvir ettiği anlaşılmaktadır. Kapsamla ilgili belirsizlik, terimin bütün muhalif karakterli derviş gruplarını kapsayıp kapsamadığı, bütünü kapsamıyorsa hangi derviş gruplarını içine aldığı
Sayfa 77 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.