İslam'ı bir şiddet dini olarak takdim edenlerin kulakları çınlasın. İslam adam öldürmek için değil, insanlığı diriltmek icin yola çıkmıştır.
Eskilerin masalı
Hz. Muhammed'in günlük siyaseti dışında Kur'an'da geçen çoğu hadiseler ondan önce halk tarafından zaten biliniyordu. Hz. Muhammed böylesine zengin bir bilgi birikiminin var olduğu bir dönemde yaşamış ve hele hele söylediklerinin çoğu da ya Tevrat'tan ya da İncil'den olunca; o zaman bilgi sahibi olan insanlar, 'Muhammed Kur'an ayetlerini birilerinden alıp kendisi indiriyor; ancak Cebrail getirdi yakıştırmasında bulunuyor' diyorlardı. Bu mealde Kur'an'da birçok ayet var. Yine Kur'an'da, "Şüphesiz biz onların (inanmayanların), Kur'an'ı ona ancak bir insan öğretiyor dediklerini biliyoruz" ayeti var (Nahl 103). Toplum Kur'an'da anlatılanların daha önce var olduğunu bilmeseydi bunu söylemezdi! Kur'an'da 9 yerde geçiyor ki, Muhammed ayetlerini topluma anlatırken; inanmayanlar: "Senin anlattıkların eskilerin masallarıdır" diyorlardı. Yani toplumun bu eski masallardan haberi vardı.
Sayfa 21 - 24 Furkan suresi, ayetler 4-5. 25 En'am suresi 25, Enfal 31, Nahl 24, Mü'minun 83, Furkan 5, Neml 68, Ahkaf 17, Kalem 15 ve Mutaffifin 13. Tüm bunlarda inanmayanların Muhammed'e dediği, sen eski masalları anlatıyorsun ifadesi geçiyor. 26 MüKitabı okuyor
Reklam
Halkımız, Güney'de olduğu gibi Kuzey'de de, Vietnam konusundaki 1954 Cenevre Anlaşmalarının tam uygulanması için çetin mücadele vermiştir. Fakat Amerikan emperyalistleri, Güney - Doğu Asya'ya hükmetme ve yeni bir dünya savaşı hazırlama amacı ile, Güney Vietnam'ı yeni tipte bir sömürge haline getirmeyi planlayarak bu anlaşmaları
Hz. Muhammed'in bilgi alışverişinde bulunduğu birçok yabancı köle, Tevrat ve İncil'i iyi biliyorlardı. Hz. Muhammed sıkça onlara uğrar, Tevrat ve İncil'den bilgi alırdı. Yine kendisinin bir iki sefer Şam tarafına gidip (kim bilir belki defalarca gitmiş, çünkü İslam tarihi taraflı yazılmıştır) Papaz Bahire ve Nastura ile ayrı tarihlerde buluştuğu bilgisi de mevcuttur. Hem Selman-i Farisi (Özellikle Medine döneminde) hem de Hatice'nin (işin başında Mekke'de), Muhammed'in üstündeki emekleri de göz ardı edilmemelidir. Keza dönemin şairlerinden de yararlandığı tartışmasızdır. Yine Mekke'deki meşhur "Hilfü-l fudul" adındaki insan hakları teşkilatına sıkça gidip bilgi toplaması da önemlidir.
olur mu ya, yunanlar ermeniler rumlar bir şey yapar mı? masumdur onlar
Tahkik Heyeti Raporu'ndan birkaç madde: 1- "Mütarekeyi müteakip Aydın Hıristiyanlarının emniyeti tehlikede değildi. Savaş sırasında bu vilayetin Rumları göç ettirildi ise de Nurettin Paşa'dan sonra İzmir valiliğine tayin edilen İzzet Bey bütün ahaliyi, cins ve mezhep farkına bakmaksızın iyi idare etmekte idi. Birkaç eşkıya
Sayfa 178Kitabı okudu
3 Eylül 1919'da İngiliz Subayı Edward Noel, Malatya'ya gelmişti, yanında Kürt Bedirhanîlerden Celâdet ve Kâmuran ile Diyarbakırlı Cemil Paşa ailesinden Ekrem de vardı. Bundan başka, aşırı derecede Kürtleri seven ve onları ayaklandırma işiyle meşgul bulunan Noel'in elinde, bütün kolaylıkların hatta nüfus kayıtlarının kendisine gösterilmesine dair İstanbul Hükümetince verilmiş olan bir belge mevcuttu, onun bu tarihte Malatya'da bulunması ise Ali Galip Bey'le iş birliği yapacağını anlatmakta idi. Fakat yetki sahibi ve sorumluluk taşıyan bazı İngilizler, onun 3 Eylül'de Malatya'da bulunuşunun sadece bir rastlantıdan ileriye geldiğini söylüyorlardı. Buna rağmen Noel'in bu tarihte Malatya'da bulunmasını rastlantı olarak kabul etmek güçtür³³³. ³³³ İngiliz Dışişleri yetkililerinden G. Kidston, "Mustafa Kemal, Noel'i memleket dışına kovalamakla Kürt kabileleri ile olan bağlantımızı kesmiş bulunuyor" dedi. Bak, Selahi Sonyel, s. 315 Ayrıca Bak. B. Şimşir, I, s. 107, 109, 115, 116, 119
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Eşsiz bir anı yaşadığınızın farkındasınız. Biliyorsunuz ki bu an bir daha tekrarlanmayacak, bu anı fark ettiğiniz anda yerine bir başka an geldi bile. ... Z a m a n g e r i d ö n ü ş s ü z b i ç i m d e a k ı y o r .
Ya'la (ra) anlatıyor: "Zahidlerden Muhammed b.Sûka'nın ziyaretine gittik.Bize, - Size bir şey anlatayım mı? Zira onun bana çok faydası dokundu. Umarım size de fayda sağlar, dedi ve anlatmaya devam etti: - Atâ b.Rebâh (ra) bana şöyle dedi: "Ey kardeşimin oğlu! Sizden öncekiler sözü fazla uzatmayı ve çok konuşmayı çirkin görürlerdi. Onlar okunan bir Kur'an, iyiliği emredip kötülükten sakındırma ve geçimi sağlama için söylenen sözler dışındaki tüm konuşmaları gereksiz ve boş söz sayarlardı. Sonra şöyle devam etti: Yoksa şu ayet-i kerimeyi görmüyor musunuz? "Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var.Değerli yazıcılar var" (İnfitar 82/10-11) "İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar.İnsan hiçbir söz söylemez ki,yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın." (Kaf 50/17-18) Öyleyse amel defterlerinizin önüne bu meleklerin yazdıklarıyla dolu bir halde açıldığı ve içinde dini veya dünyası namına yararı olan hiçbir şeyin bulunmaması sizi utandırmaz mı?
Abdullah b. Amr, hayatı boyunca sabah namazından sonra yatmamıştır. Sabah namazına kalkmakta problemi olan bizim gibi insanlar için bu sözü anlamak da zor ama oradan hayatlarımıza ayar çekeceğiz. Namazdan sonra yatmayı hoş görmezdi. Ehlini, hanımını ve çocuklarını da namazdan sonra yatırmazdı. Ve bu konuda Abdullah b. Amr şöyle demiştir: “Kalkın, ne olur kalkın! Bu vakit yatma vakti değil, ilahi tecellilere ve ilahi bereketlere muhatap olma vaktidir. Vallahi! Bu vakitlerin bereketi insana cennet kazandırtır.” [Ebû Nuaym, Hilyetu’l-Evliyâ, I, 288]
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.