İbn Ataullah el-İskenderî şöyle demiştir:
"Allah Teala sana; seni mahrum ettiği birşeyin sebebini anlayabileceğin bir anlayış kapasitesi verdiği zaman bizzat o mahrumiyetin senin için bir armağan olur.Ne zaman sana armağanda bulunursa, sana olan iyiliğine seni tanıklık ettirir. Ne zaman seni o armağandan men ederse, seni başka bir iyiliğine tanıklık ettirmiş olur.Dolayısıyla Allah Teâlâ, her durumda seni tanır ve sana lutfeder. Allah'ın senden bazı şeyleri men etmesinden dolayı üzülmen ise senin bu hususta Allah'ı tam olarak tanıyamamandan ötürüdür."
Hikmet ve basiret sahibi bu büyüklerden biri olduğuna hüsn-i zan ettiğimiz İbn Atâullâh el-İskenderî-kuddise sirruh-, bu latif hakikate ve ince edebe şöyle işaret eder:
"Hayır ve hasenât, ibâdet ve taat senin tarafından iş- lendi diye sevinme; fakat bu güzellikleri, Allah seninle ve sende ortaya çıkardığı için, işte bu lütfa ve teveccühe svin! Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
(Ey Nebiyy-i Ekrem! Kullarıma) de ki: Ancak Allah'ın fazlı ve rahmetiyle, işte ancak bunlarla sevinsinler! Zira bu ihsân ve ikramlar, onların toplayıp biriktirdiği her şeyden daha üstündür ve daha hayırlıdır." (Yūnus Sûresi, 58)
Müfessirler bu âyet-i kerimede zikredilen fazl ve rahmeti, Yüce Rabbimizin kullarına olan her çeşit ihsân ve ikramı anlamında açıkladıkları gibi, "Kur'an ve İslâm nimeti" olarak da tefsir etmişlerdir. İbn Ataullah kuddise sirruh da bu mânâlarla birlikte, zâhiren kul tarafından işlenen hayır ve hasenâtın, ibâdet ve taatların da esasen Hak Teâlâ'nın kuluna olan fazl ve ihsânı olarak görülmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Burada dikkat çekilen çok daha önemli bir diğer husus da, sevinme noktasının amelin kendisi değil, Hakk'ın kuluna olan iltifat ve teveccühü olmasıdır. Yani kul burada, amelden ziyade Rabbiyle sevinmiş olmaktadır.
Allah’a yemin ederim ki, senin asıl ömrün; doğduğun günden beri olan süre değil , bilakis Allah’ı tanıyıp bildiğin günden beri geçen süredir.
İbn Ataullah el-İskenderi
İnsanlar sebeplere sarılırlar derdi. Bizim sebebimiz ise iman ve takvadır. Yüce Allah şöyle buyurmuş: “Eğer şehir halkı iman edip sakınsalardı, göklerden ve yerden bereketleri üzerlerine açardık.” (Araf, 96)
İbn Ataullah İskenderi,Letaif
Artık o Anda ibadetinin Azlığı ile ilgilenme! Allah sana bu kapıyı açmakla kendisini sana tanıtmak istemektedir.
Bilmiyor musun ki, taarruf ondan sana gelen şeydir.
İbadetler ise senin O'na karşı yaptığın şeylerdir.
O'ndan sana gelen nerde, senden O'na hediye edilen nerde...
Tasavvufî Hikmetler –Hikem-i Ataiyye–
İbn Ataullah İskenderi
Hikmetli söz - 8
Mustafa Kara
Dergah yayınları sayfa 22
"... Bilmediğini dahi bilmeyenler var ya, işte onlar her şeyi bildiğini sanan gafillerdir. Her konuda söyleyecek sözü her mecliste beyan edecek görüşü her hadisede verecek aklı vardır böyle haddini bilmez cahillerin. Bilmese dahi her işe burnunu sokar, bilenleri dahi tenkit etme cüretini gösterir. Böyle kimselere hem kel hem fodul derler ki, bilmediği meydana çıksa işi pişkinliğe vurmada pek mahirdirler. Ne bir özür beyan eder ne de sözlerinden dönerler. Bu sebeple âlimler cahilleri içi boş ancak çok ses çıkaran davula benzetmişler. Konuşur, sesi gür çıkar ama söyledikleri lafügüzaftan öteye gitmeyen kuruntulardan ibarettir. İbn Atâullah İskenderî cahilleri şu sözlerle tarif eder; sorulan her soruya cevap verir, gördüğü her şeyi anlatır ve her bildiğini söyler..."
"Allahu Tealâ, ne zaman seni yarattıklarından uzaklaştırıyorsa, bil ki sana bir ünsiyet kapısı açmak istiyordur.
( ÜNSİYET; Allah'ın sonsuz nimetleri karşısında şükrünü eda etmekten âciz olduğunu idrak etmek, ve kendisinde var olan bütün iyilik, güzellik ve nimetlerin sahibi olan Rabbi ile birlikte olmayı arzu etmektir. )
Ne zaman dilini duaya sevkediyorsa, bil ki sana bir şeyler vermek istiyordur."
(İbn Atâullah el-İskenderî, Hikem-i Atâiyye)
İbn Atâullah İskenderî'nin kaleme aldığı Hikem-i Atâiyye isimli eşsiz eseri üç yüz kadar hikmetli sözden, münacatlardan ve mektuplardan oluşmaktadır. Tasavvuf ilmine dair temel konuların özlü ve kısa ifadelerle kaleme alındığı eşsiz eser hem doğuda hem de batıda geniş okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
Paul Nwyia'nın " Nil kıyılarında yazılan son sufi harikası" şeklinde nitelendirdiği eser geçmişte camilerde, medreselerde, tekkelerde ve evlerde okutulmuştur. Gününüzde de Diyanet Aylık Dergi'sinde Ayine köşesi altında yer verilmiştir. Kitapta ise toplam 23 hikmetin açıklandığı yazılar derlenmiştir.
ÂyineLamia Levent Abul · Diyanet İşleri Başkanlığı · 202054 okunma