Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
173 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitabı okuduktan hemen sonra ağırlıklı olarak duygularla yazılmış bu incelemeye, 1 sene sonra rasyonalite katarak küçük düzeltmeler yapıyorum. İbrahim’in sorguda olduğu sıralarda, babasından birkaç isteği olmuştu. Fakat öncesinde, babası Ali Kaypakkaya, küçük oğluna söz verdiği için küçük oğlunun 19 mayıs gösterisini seyrediyordu. Bu sırada
Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit
Ser Verip Sır Vermeyen Bir YiğitNihat Behram · Everest Yayınları · 2015332 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sinan Cemgil... Ulaş Bardakçı... Ömer Ayna... Taylan Özgür... İbrahim Kaypakkaya... Bu isimleri tanır mısınız? Ya da daha bilinen isimler. Yusuf Aslan... Hüseyin İnan... Deniz Gezmiş... ve niceleri... Cihan Alptekin'de onlardan biriydi. Tamamı yoksul ailelerin çocuklarıydı. Tamamı hayat mücadelesinin içindeydiler. Tamamı kafası çalışan
Oy Cihan Bizum Cihan
Oy Cihan Bizum CihanNuran Alptekin Kepenek · Grifin Kitap · 201340 okunma
Reklam
200 syf.
9/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
2012 yılında, Türkiye'de çalmadan, çırpmadan, doğayı talan etmeden, beton kuleler dikmeden; hemşehrileriyle ortak karar alıp huzurlu, mutlu, barış içinde yaşayan bir ilçe düştü gündeme. Tunceli iline bağlı Ovacık ilçesi. Ovacık ilçesinin bir özelliği vardı. İlk TKP'li belediye başkanına sahipti artık. Mehmet Fatih Maçoglu. Namı diğer
Komünist Başkan
Komünist BaşkanErdal Emre · Siyah Beyaz Yayınevi · 2018172 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Mahzun bir adam: MAHZUNİ ŞERİF
*Biyografi kitabı olduğundan mütevelli üst düzey spoiler içerir ! Sevemiyorsan, dayanışmıyorsan, bir şiirden bir kitaptan, bir müzikten keyif alamıyorsan, türkü mırıldanmıyorsan, dostluk geliştiremiyorsan, canı yananların sesine sağır kesilmişsen, aklı başında olmanın ne manası var?" diyen Ali Şeriatı ile giriş yapmak istiyorum. Sizleri
Devr-i Mahzuni
Devr-i MahzuniAli Öztunç · Doğan Kitap · 201750 okunma
173 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Yürek dayanmaz bir hayat hikayesi
İbrahim Kaypakkaya... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'in kahpece idam edilmelerinin üzerinden sadece bir yıl geçmişti. Köylü ve işçilerin aydınlanmasını istemeyen, onların hak arama gayretlerine hep engel olan, o güne kadar yüze yakın devrimciyi öldüren, yüzlercesinin ise hayatında derin izler bırakan, sadece kin ve çıkar için yaşayan caniler yine bir Mayıs ayında İbo'yu işkence ile öldürdüler. Babasının onu kısacık da olsa görme, sesini duyabilme umuduyla tutulduğu hücreye geldiği gün, ona naaşını verdiler, oğlun intihar etti dediler utanmazca. Beş ay boyunca her türlü işkenceden geçirdiler. Aklınıza gelen gelmeyen her türlü işkenceden. Konuşturamadılar, ağzından bilgi alamadılar. Ser verdi, sır vermedi. Konusturamayinca da kurşun yağdırdılar. Bu kitabı anlatmaya kelimeler yetmeyecek, yarı kuru yarı yaşlı gözlerle okudum. Zaten sulugozumdur, ama buna dayanmak zordu gerçekten. Özellikle anasının ağıdı... Nihat Behram'in kalemi de müthişti. Aynı yollardan geçen biri olarak, duyguları çok iyi aktarmış. 12 Mart, 12 Eylül ve her daim direnen devrimcilere selam olsun...
Ser Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit
Ser Verip Sır Vermeyen Bir YiğitNihat Behram · Everest Yayınları · 2015332 okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
şimdi bir rüzgardı o / kırlarda açan....!!!
Türkiye devrimci hareketinin önder kadrolarından İbrahim Kaypakkaya 18 Mayıs 1972 tarihinde Diyarbakır’da işkenceyle katledildi. “Ser verip sır vermeyen” Kaypakkaya’nın bilinmeyen yazılarını “Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya” adıyla yazar Emrah Cilasun kitaplaştırmıştır.... Kaypakkaya’nın, Türkiye’de köyden kente göçün en yoğun olduğu 70’li
Fırtınalı Yıllarda İbrahim Kaypakkaya
Fırtınalı Yıllarda İbrahim KaypakkayaEmrah Cilasun · Tekin Yayınevi · 201611 okunma
Reklam
9/10 puan verdi
Taş gibi yuvarlanarak, düşerek iniyorum buzlu sulara kadar. Dereye doğru yuvarlanış ve toz kar, beni ve diğer iki arkadaşı kurtarıyor. Ama bana öyle geliyor ki bizi asıl kurtaran, Ali Haydar’ın attığı el bombasıyla sıktığı tek kırma mermisidir. Fehmi Altınbilek’i ve müfrezesini tam siper toz karlara yatırıp bize biraz daha uzaklaşma fırsatı veren Ali Haydar’ın bu karşı koyuşudur. Beş kişilik grupta iki el bombası ve iki kırma (av tüfeği) vardır. Ali Haydar ile nöbetçinin dışındaki üç kişi (İbo, ben ve Süleyman Yeşil) silahsızdır. M.Oruçoğlu Hikaye, yer ve zaman gerçektir. İstanbul Çapa Yüksek Öğretmen okulundan , Dersim dağlarına uzanan bir yolculuğun hikayesidir. Romanda adı geçen Azeroğlu , yazarın kendisidir. “Modern çağın Don Kişot’larıydık” diyor sevgili Oruçoğlu. Oysa ne atları vardı, ne de mızrak ve kalkanları. Karşılarında ise yel değirmeni değil, tepeden tırnağa silahlı ordusuyla bir devlet vardı. İbrahim Kaypakkaya , Ali Haydar Yıldız ve Muzaffer Oruçoğlu, Fikir ayrılığı sebebiyle mevcut hareket içinden ayrılarak TKP-ML/TİKKO' yapılanmasını kurarlar ve dersim bölgesinde faaliyet gösterirler . Bölgede, bütün olumsuzluklara rağmen halkın yardımını , yapılan eylemleri , askeri ve politik propagandaları ilk kişiden ve renkli karakterlerden okuyacaksınız. Okuduğum hikayenin bir kurgu olmadığından yola çıkarak ; Zozan ve kirve Memo nun akıbetinin ne olduğunu ve Azeroğlu nun Hüseyin’le ayrıldıktan sonra neler yaşadığını , o bölgeden nasıl çıkıp kurtulduğunu da okumak isterdim doğrusu. Okuyun ve okutturun.
Tohum
TohumMuzaffer Oruçoğlu · Babek Yayınları · 2010277 okunma
496 syf.
·
Puan vermedi
Muzaffer Oruçoğlu' nun İbrahim Kaypakkaya ve diğer devrimci arkadaşlarıyla birlikte 12 mart Muhtırası'ndan sonra Tunceli bölgesindeki mücadelelerini anlattığı roman. Kimi köylüler tabanları patlayıp, elektrikli işkenceden geçip komalık olmasına rağmen "Kaçak Talebeler" olarak adlandırdıkları devrimci gençlere ekmek verdiklerini, evlerinde misafir ettiklerini, dağlarda sakladıklarını söylemezken, kimi köylüler muhbirlik karşılığı alacakları paraları ve Dersim Katliamı' gibi köylülerin kırılacağını düşünerek devletin "anarşist, terörist" olarak adlandırdığı gençleri ihbar eder. Bir köy öğretmeni düzenin değişmesi için sempati duyduğu gençlere evini açarken, bir öğretmen istanbul' a tayininin çıkmasına yardımcı olabileceği düşüncesiyle Fehmi Altınbilek' e devrimcilerin tutuklanmasında yardımcı olur. Kitapta mert ve yalancı bir Kirve Memo vardır ki, bu karakterle ilgili ayrı bir kitap yazılabilir, hatta film bile çekilebilir. Okuyunuz efendim. Yokluk içindeki idealistlerin mücadelesini görün, Orta Doğu ve Balkanlar' ın en büyük hümanisti olan Kirve Memo' nun evinde bir çay için.
Tohum
TohumMuzaffer Oruçoğlu · Babek Yayınları · 2010277 okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
6 Mayıs 1972'de planlı ve örgütlü bir şekilde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan cunta hükümeti tarafından asildilar. Tek suçları tam bağımsız Türkiye yolunda Amerikan emperyalizmine ve onlarin yurt içindeki gerici itleriyle mücadele etmekti. Ve sonuna kadar da mücadele ettiler. Ama bu gerici itler sandılar ki, bu mücadele bitti. Bitmedi, bugün de devam ediyor, edecek. Hikmet Çiçek kendisi de 68 kuşağının gençlerinden biri. Dolayısıyla bu tür eserler birinci ağızdan çok değerli, satır satır icercesine okudum. Geniş bir Türkiye değerlendirmesinin ardindan, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Cihan Alptekin, İbrahim Kaypakkaya, Doğu Perinçek, Saffet Alp özel bölümleri ile su gibi akıp giden bir kitap. Nurhak dağlarında katledilen Sinan Cemgil ve arkadaşları, Kızıldere 'de katledilen Mahir Çayan ve arkadaşları, Taylan Özgür, Vedat Demircioğlu, İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan sanilarak kurşun yağmuruna tutulan Hüseyin Cevahir, Ulaş Bardakçı, İrfan Uçar, Erdal Eren; ve devrimci kadınlar, Feyza Perinçek, Şirin Cemgil, Serpil çelenk ablamiz, Ruçhan Manas, Gülay özdeş, Nuran ağırnasli... Hepinize selam olsun, hepinize ayrı ayrı şükran borçluyuz...
Devrimci Portreler
Devrimci PortrelerHikmet Çiçek · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201821 okunma
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.