Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşar Kemal Türkiye’deki partileri de şöyle değerlendirdi: “Türkiye’ de yedi parti vardır. Bunlar Türk halkının, Türkiye ’nin üs­tüne çullanmış yedi başlı ejderhadır. Ejderhanın en büyük başı CHP’dir... O her boyaya girer. Girmeyeceği boya yoktur. O Osmanlı’nın devamıdır. Bürokrasinin devamıdır. CHP’nin temeli bu memleketi yıllarca inletmiş bürokrasiye dayanır. Bütün zulümlerin anası odur. AP’nin anası odur.”
Sayfa 19
Belli, 1967'de kendi adıyla konuşmaya, yazmaya başladı. Hareketin yayınları Türk Solu (1967) ile Ay­ dınlık Sosyalist Dergi (1968) gençlerin hem yükünü sırtlandığı hem de okuyucusu olduğu yayınlar oldu. Nicelerinin yanında Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Doğu Perinçek, İbrahim Kaypakkaya... Bir süre son­ ra bu hareket de gençlere yetersiz geldi. Bir bir Bel­li'den koptular.
Reklam
İbrahim Kaypakkaya'nın ideolojik kopuşu, Kemalizm eleştirisinin köktenliğiyle öne çıkar. Marksist-Leninist temel metinlerde Türkiye Cum­huriyeti'nin kuruluşuna atfedilen "milli burjuvazinin devrimi" teriminin, komprador-milli ayrımına girmeksizin, burjuvazinin millilik niteliğini be­lirtmek için kullanıldığı ikazında bulunur; "millilik", muteber bir sıfat değil­dir yani. Ona göre İstiklal Harbi anti-emperyalist kurtuluş savaşları için de­ğil, aksine bütün Asya halklarının burjuvazileri ve egemen sınıfları için mo­del teşkil etmiştir. Kemalizmi, yozlaştığı söylenen 1938'den veya 1946'dan veya 1950'den sonrası itibarıyla değil, başından itibaren "faşizm" olarak ta­nımlar: "Kemalist diktatörlük işçiler, köylüler, şehir küçük burjuvazisi, kü­çük memurlar ve demokrat aydınlar üzerinde askeri faşist bir diktatörlük­tür." Kaypakkaya "milli mesele"de de radikaldir. Rejimin sadece "halklara" değil aynca bütün azınlık milliyetlere baskı yaptığını vurgular.
Sayfa 662 - İletişim Yayıncılık
Yok, Onlar Ölmedi... Kavga Devam Ediyor...
Dağların doruklarında, fabrikalarda, dersliklerde, köylerde, şehirlerde tüketilen nefes, asırlardır süren zulme boyun eğmemenin mirasıdır bizlere. Pir Sultan Abdal'dan, Şeyh Bedrettin'den, Deniz'lere uzanan bir mirastır bize kalan. Sömürü, baskı ve zulüm sürdüğü sürece bu onurlu direnişin mirası gelecek nesillerin belleğinde, mücadelesinde yaşamaya devam edecektir. Mahir ve yoldaşları Kızıldere'de katledilirken son sözleri de özlemleri de demokratik özgür Türkiye'ydi. Sinan'lar Nurhak'ta aynı sevda uğruna, İbrahim Kaypakkaya Diyarbakır zindanlarında aynı özlemi duyarken katledildi. Onlar, ölmek var dönmek yok dediler... Deniz, Yusuf ve Hüseyin, üç yiğit yürek, üç can da aynı sevdayı düşleyerek yürüdüler darağacına... Yüzlerinde aşkın rengi, gözlerinde onurun ışıltısı, tekmelediler tabureyi...
Sayfa 7 - Gönül Yayıncılık
İbrahim KAYPAKKAYA yoldaş nazi işkence odalarının tavanına kanıyla “unutma ki, sen bir komünistsin” diye yazarak falakaya her yatırılışında o yazıyı okuyup faşist cellatlara karşı direnen Dimitrov’ların, Naziler tarafından kurşuna dizilirken Alman askerlerine “Ben sizin kurtuluşunuz için mücadele ettim. Siz kurtuluşunuzu öldürüyorsunuz” diye bağıran Fransız Komünisti George POLITZIER’lerin, Nazi kurşunlarına karşı korkusuzca göğüs geren Ermest THELLMANN’ların ve ölümü “Yaşasın HO Şİ MİNH” diyerek göğüsleyen Vietnam kahramanlarının her türlü şart altında son nefeslerine dek sürdürdükleri mücadelenin izleyicisidir.
Sayfa 36 - LE-YA Yayınevi (pdf)Kitabı okudu
Reklam
"Haklı insanlar, halktan yana kişiler tarihin yargısından asla korkmazlar. Yukardaki sözümüzden ancak yarası olanlar gocunur." - İbrahim Kaypakkaya
Sayfa 110 - Everest yayınlarıKitabı okudu
543 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.