Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
Tutamayanlar romanında intihar ederek yaşamına son veren Selim Işık , güncesinde şunları yazar: Yatağın içinde, hiçbir şey yapmaya cesaret edemeden korkuyorum. Kafka' nın korkusu gibi değil; insan evrenindeki korkunun hiçliğiyle ilgili değil anlamsız bir korku. Zavallı bir böceğin vücudunda duyduğu ve anlamını bilmediği bir korku. Bitkisel bir korku. Beni korkutan bu yaşama iç güdüsünü göğsümden söküp atabilsem, ben de çekinmeden, gururla kişiliğimi sürdüreceğim. Fakat eve dönmek bile beni ne pahasına olursa olsun yaşamak isteyen bir solucan yapıyor. İnsanların güneşin ve hareketin olduğu yerde ölüm kavramına daha kolay dayanabiliyorum. Eve dönünce duvarlara, eşyaya sinmiş olan karanlık düşüncelerim üzerime saldırıyor: ölüme evde katlanamıyorum. Meselenin derine inince, beklediğini bulamazsan yıkılıyorsun. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. Kuşkulu ve ürkektim. İnsanlara, ancak benim yanımda olduklarında güveniyordum. Benden ayrılınca beni yargılamaya başlayacaklarını ve tekrar bana döndüklerinde artık eski sevgilerinin tükenmiş olacağını düşünerek korkuyordum. İnsanlara çok önem veriyordum aslında. Benim için ne düşünecekler diye içim titriyordu.
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
Reklam
youtu.be/Paz0B0bP7Eg?si=... Gökyüzü, hüzün dolu bir ressamın paletindeki en koyu mavilerle boyanmıştı. Bulutlar, yüreğimin derinliklerine ince bir sızı bırakırken, rüzgar sessizce fısıldıyordu kulağıma. Her bir esinti, geçmişin yükünü taşıyan bir hikaye gibi içimi titreten çırpınışlarla doluydu. Gözlerim, dünyanın kırık
Ruhumun derinliklerinde bitmek bilmeyen bir iç savaş varken, bu savaşın temelini eşitlik ve denge arayışım oluşturuyor. İç sesime bile ulaşamadığım, her an, her saniye içimde eleştiren, yargılayan bir sesin yankılandığı bu ortamda ben hangi eşitlikten bahsedebilirim? İç sesim bir ayna görevi görüyor, sürekli çıplaklığımı yüzüme yansıtıyor. "Yanılıyorsun, tutarsızsın" diye fısıldıyor lakin sonra sesi tekrar yükseliyor ve "Suçlu değilim, haklıyım" diye bağırıyor. Bu iç çatışma hali ruhumun en karanlık köşelerinde saklanan bir ejderhaya dönüşüyor.
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Takvimin en sevdiğim tarihi gösterdiği gün geldi, beni 22'ye kavuşturdu. Ömürden saatler,günler,aylar ve nihayet yıllar nasıl da hızlı eksiliyor. Her şeye rağmen çok seviyorum yaşamayı,yaş almayı. Pencereme yansıyan şafaklar hep aydınlık,manzaram berrak.Güneş her sabah kalbimde doğuyor ne mutlu ki. Zifiri karanlık gecelerimde dahi kalbimin
Reklam
Sonsuza kadar koyu yeşil yaprakların arasında dolaşamam. Ayrılmam, gün batımının berbat ve rahatsız edici turuncusunu takip etmem gerek. Benim için mükemmel ve aydınlık olan bu karanlık ve ıssız ormanda kaybolmadan çıkmalıyım. Ve geri dönmeliyim, her ne kadar burada huzurlu ve güvende hissetsem de.
Rüzgarlı bir gece yarısı zifri karanlıkta içine düşen tüm umutsuzluğa rağmen yatağın kenarındaki kalemini eline aldı karanlık olması yazmasına engel değildi , gelişi güzel yazdı çünkü yazamamak huzursuzluktu. Gerçek anlamda mutlu değildi iç huzursuzluğun sebebi var olması idi bunun farkına varalı çok zaman olmuştu... Bazen yalancı bir Gökkuşağı gibi hayatı renkleniyor sonra yine o giri bulutlar üstüne çöküyordu dünyaya geleli hayli zaman olmuştu nefes alırken ölenlerden oldu şimdi yaşlandığını hissediyor ama kederlenmiyordu aksine tamamen yok olmak istiyordu ruhu incinmiş kalbi kırılmış herkes tarafından yeterince kandırılmış şimdilerde doğruya bile inanmaz olmuştu o gece yarısı kolundaki uyuşmanin basit olmadığını az çok anlayıp gözlerini yumdu...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.