Geç bir sandalye çek karşıma.
Önce biraz susalım.
Ben sana nasılsın diyeyim, sen dök içini.
Sen bana nasılsın de, tekrar susalım.
Ama öyle bir susalım ki dilsizler kıskansın suskunluğumuzu.
Hiçbir acıyı sonsuza dek yaşamayacağını, hiçbir oyun ve planın Allah'tan daha büyük olamayacağını, sana bunları yapanlarla bir gün mutlaka hesaplaşacağını ve Allah ile yola çıkarsan gitmek istediğin yere mutlaka varacağını aklına ve yüreğine kazıman gerekir.
Hadi bakalım, şimdi dök üzerindeki tüm ağırlıkları, seni yoran ve yavaşlatan ne varsa fırlat uzaklara. İçini kemiren kara sesleri sustur dualarınla. Şöyle derin bir nefes alarak kaldır başını semaya. Ve "Ya Allah!" de, kalk ayağa, güven Allah'a, düş nasibin için yollara.
Bazen diyorum ki ne tuhafsın be dünya,
Dök içini diyorum dünyaya
Hakkı aynısonra,
Sonra benim güzel annem kendimi yine kırılan bir cam parçasının içinde buluyorum.
Arkandayım diyen insanların sırtımdan vurulmuş hançer izleri ile karşı karşıya buluyorum,
Kendi ellerimle kendimi onlara teslim ediyorum.
Üzülme diyorum sonra ağlama yar diye teselli