Doğada ne kadar yer kaplıyoruz? - Kuşlar
Kanat çırpışlarını yüzünüzde hissedebileceğiniz sümsükkuşları, martılar ve kargalar… Sayfaları çevirirken o esintiyi hissettiriyorlar adeta. Alfred Hitchcock’un sinemaya uyarladığı muhteşem hikaye “Kuşlar” beni de esaret altına aldılar. İçinizden bazıları bilir benim de bir kuşum var. Ve emin olun sokakta baktığım da niceleri.
Ne kadar tehlikeli olabileceklerini biliyorum o özgür savaşçıların. Ne kadar sevgi dolu olduklarını ve vefalı olduklarını da.
Gelelim Daphne du Maurier bizim için başka ne öyküler yayınlamış bu kitapta. Monte Verita (Hakikat Dağı) olağanüstü hatta kitaptaki en iyi öyküydü diyebilirim. Tıpkı Anna’nın da dediği gibi “Dağlar oldukça talepkardır!”. Yükseklere tırmanmayı sevenlerin Monte Verita’yı çok seveceğinden eminim. Nefesinizi doğru ayarlayın derim.
Elma Ağacı hikayesi ise; uzun yıllık evliliklerin bazıları hep sonbaharı yaşamıştır bana bunu gösterdi. İkili ilişkilere dair tutkallaşma ve iğne batması rahatsızlığı verebilecek türden bir duygusallık içeriyor.
Basit bir fotoğrafçı, Son bir öpücük ve İhtiyar… Bunlar da kitapta siz değerli okurların büyüteçli gözlerine bıraktığım diğer hikayeler. Yazar Daphne, bizlere hep derinlikli ve sonunu açık etmeyen sözcüklerle yaklaşıyor. Kitabın kapağını kapattığımda kafamda oluşan net bir sonun olmadığını fark ediyorum. Bazılarımıza gıcık bir davranış gibi gözüken bu detayı çok iyi işlediğini söylemeden geçemeyeceğim.
Dünya üzerinde egemenliğimizin ne kadar yer kapladığı ile alay edildiğini okumak isterseniz, “Kuşlar” göğün dört bir yanından süzülüp evlerinize, arabalarınıza hatta hayatlarınıza konmaya geliyorlar.