Bir şeyler ters gittiğinde ilk kızdığımız kişinin kim olduğu kendimizle alâkalı esaslı ipuçları veriyor. Mesela olmayışların nedeni dış faktörler mi çoğu zaman, sorun sistemde, diğerlerinde, yaşadığımız dönemde, şansımızda, Merkür’ün cilvelerinde, uçan kuşta, kayan yıldızda... mı? Yoksa ilk yükselen ses “zaten senin işlerin hep böyle” diyen, çoğunlukla şefkatten bi hayli uzak içses mi? Sorun bende demek, ilk hatada temel yüklemeyi kendine yapmak kuvvetle muhtemel öz şefkat eksikliğini yorduyor, ne yazık ki. Önce kendimiz sevmeliyiz bizi biz yapan şeyleri, dahî gölgemizi… Önce biz inanmalıyız güzelliklere layık olduğumuza. Ve kendimize sarılmalıyız, sımsıkı..