Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bu Dünyada Ahde Vefa Kalmamış!” Dedirtmem
Hz. Ömer Ömer Radiyallahü Anh’ın hilafeti döneminde, gerçekleşen gerçek ve muhteşem bir hikâye… Hz. Ömer Radiyallahü Anh, Ashab-ı Kiram ile beraber bir mecliste oturuyorlarken, karşıdan üç kişinin gelmekte olduğunu gördüler. Bu gelen kimseler, bir delikanlıyı yakalayıp ellerinden sıkıca tutmuşlar ve belli ki halifenin huzuruna çıkarmak üzere
144 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
" Her gördüğünü bilmeye uğraşma , her işittiğini merak etme.. "
Servet-i Fünûn döneminin önemli isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar ile tanıştığım eser oldu. Gulyabani konusuna eminim herkes Kemal Sunal filminden aşinadır. Dönemin toplumunun inanmış olduğu , kalıplaşmış olan paranormal olaylar gayet güzel bir şekilde ele alınmıştır. Gürpınar , insanların çevresinde olup biten olayları sorgulamadan , tefekkür
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,7bin okunma
Reklam
Dünyanın bir numaralı kadın seri katili, Wuomos. Hayat kadını. 1-2 yıl içinde yedi insanı cinsel ilişki sonrası öldürü­yor. Çoğu psikiyatriste göre, yaşadığı şiddet nedeniyle vah­şileşen bir kurban o. Yaşattığı her dehşet verici olay, yetiş­tirilme şeklinin berbatlığı nedeniyle gelişen kişilik bozuklu­ğunun sonucu. Anne ile baba ayrı. Baba, çocuk tacizinden cezaevinde yatan bir sapık. Bu korku ve dehşet filmi, anne evi terk edince bakımı büyükanne ve büyükbabaya kalan altı aylık bir bebekken başlıyor. Wuomos on üç yaşında tecavüze uğruyor ve bir bebek dünyaya getiriyor. Sonra para için fa­hişeliğe başlıyor. Ayık gezmeyen ve uyuşturucudan da ken­ dini bir türlü kurtaramayan bu kadın aslında lezbiyen. Yıllar­va birlikte yaşadığı, dişilik timsali güzel sevgilisi, idamla yar­gılandığı davalarda onun aleyhine ifade veriyor. Cinayetler sonrası idam edileceği söylendiğinde, “Umarım size de te­cavüz ederler. Bok çuvalları!” diye bağırıyor ve karara karşı olmadığını söylüyor. “Yaptığım her şeyin altında korkunç bir öfke yatıyor. İdam edilmem gerek. Çünkü hapisten çıkacak olursam yine cinayet işlerim,” diyerek derin kişilik bozuklu­ğunu gözler önüne seriyor.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Neden erkek ve kadın olarak yaratıldığımız ve birbirimize gerçekten ihtiyacımız olduğunu, birbirimizi sevmek ve saygı duymakla da bu dünyanın çok güzel olacağını anlamakta zorluk çekeriz ki?... İnsan iki kez doğabilir mi? ömrünü, bedenini, benliğini avucuna alan tüm güçleri aşıp kendine bir beden, bir benlik yaratabilir mi? bu bedenin, bu benliğin de ötesine geçebilir mi?" İşte kitap tam olarak bunu anlatıyor. kendini var etme savaşını ve kendinden çok toplum ile olan savaşını. doğumu, yaşamı ve ölümü...kitapta anlatılan sevgisizlik, şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve olayların yakın coğrafyada meydana gelmesi... "erkekler kadının değerini bilemez firdevs, kendi değerini belirleyen kadındır." Firdevs küçük yaşta ailesini kaybettikten sonra açlık ve tecavüzle tanışır, sonunda bir fahişe olarak yaşamaya devam eder, olaylar geliştikçe kıskaca girer ve kendisini sonunda bir cezaevinde idam mahkûmu olarak bulur. Çaresiz, umutsuz, ölümle yaşam arasında bir noktada.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,4bin okunma
Ben bekliyorken kimse gelmiyordu, birileri geldiğinde ben yoktum. kaldırımlar tüm gün , sadece birbirleriyle kolkola yürüdüler. üzerlerinde ne ben ...ne kimse yoktu, öyle ıssızlıkla geçti gün aralarım, sonunda gece oldu gözlerimi yumdum ,kirpiklerimin ucuna kızıl kandiller astım, gözlerimi açtığım da geceye nar gibi saçıldılar, benim için; gece
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Oysa herkes öldürür sevdiğini!
Oscar Wilde bu eserini, bir zamanlar Kraliyet Muhafızları'nda süvari olan ve 7 Temmuz 1896'da Berkshire-Reading Devlet Hapishanesi'nde ölen C.T.W.'nin anısına ithafen yazıyor. Peki kimdir bu C.T.W? Charles Thomas Wooldridge, Laura Ellen Glendell ile evlenir. Evlilikleri başta iyi gitse de sonradan sorunlar yaşamaya başlarlar.
Reading Zindanı Baladı
Reading Zindanı BaladıOscar Wilde · Dedalus Yayınları · 20223,889 okunma
Reklam
Biraz Uzun Oldu Ama; +1
Burada, bir başka dile ve kültüre neden saldırılır; o dili, kültürü ve insanını, kendi dilimiz ve kültürümüzün, doğru­dan kendimizin bir zenginliği, tamamlayanı, yücelteni olarak görmeyiz de şiddetli bir öfkeyle yok etmeye çalışırız? Bu nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir insan psikolojisidir ki, sahip ol­madığı ne varsa, ya da yok ettiği ne
336 syf.
7/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Necip Fazıl Kısakürek bu kitabı "Büyük Mazlumlar" eserine bir nevi ek olarak yazmış. Kitap 9 bölümden oluşuyor. Bölüm isimleri şu şekilde: * Mazlum Padişah 31 Mart vakası ile birlikte Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indiriliş süreci anlatılıyor. Bu bölümden bir alıntı; "Kendisine mutlaka bir suç aranması lazımsa, taşıdığı
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 19852,555 okunma
“Çağdaş ABD’de herkes, suçluları darağacında idam etmenin uygarlık dışı bir iş olduğuna inanıyordu. Fakat bu kişileri iğneyle idam etmek -yani o kadar göze batmayan bir yöntemle öldürmek- pek çok eyalette yasal bir uygulamaydı. Mahkumları dövmek modern Amerikalılar için “tiksinme eşiği”nin aşılması anlamına geliyordu. Ama mahkumları gözden uzak, birbirinden ayrı “tecrit birimleri”ne kapatmak öyle değildi. Hücre cezasının birçok insan için kabul edilebilir bir şey olmasının nedeni, bu uygulamanın Dickens’ın 1842’de “bunların bıraktığı feci izler ve hatıralar kolay kolay gözle görülmüyor” diye tarif ettiği şeydi. Garland da “Rutin şiddet ve eziyete ancak ihtiyatlı, üstü örtülü bir şekilde veya bir şekilde gözden uzakta icra edilmesi kaydıyla müsamaha gösterilebilir.” diye yazıyordu. Önemli olan şiddetin seviyesi değil, görünürlüğü ve biçimiydi.”
Serveto'nun yakılması bütün çağdaşlarınca ahlaki açıdan Reform Hareketi'nin bir yol ayrımı olarak algılanır. Aslında o şiddet dolu yüzyılda bir insanın idam edilmesi çok dikkat çekici bir anlam taşımaz; İspanya kıyılarından yukarıya, Kuzey Denizi'ne, Britanya adalarına kadar, İsa'nın onuruna sayısız sapkın yakılmaktadır.
Sayfa 134 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
60 syf.
·
Puan vermedi
Franz Kafka’nın Ceza Sömürgesi, garip ve ürpertici atmosferiyle, okuyana, “neyse ki bir rüyaymış” demeyi istetecek denli tedirgin ediciliğiyle ve en önemlisi suç ve ceza arasındaki ilişkiye farklı bir bakış açısı getirmesiyle dikkat çekiyor. Adı verilmeyen bir adada, ıssız ve bunaltıcı bir vadide, acımasız bir zekâyla kurgulanmış bir mekanizmanın, suçlu ya da suçsuz olmasına bakılmaksızın, savunması alınmaksızın mahkûm kılınmış insanları bürokratik bir katılıkla ve doğal kabul edilen bir yaklaşımla “cezalandırdığı” bir törene, suskun bir gezginle birlikte tanık olur okur. Bir yanda duygusal açıdan olaya mesafeli duran ‘tanık’ gezgin, öbür yanda yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kendinde toplamış ve bu sorumluluğu kendini kurban etme derecesine vardıran subay. İkisi arasındaki tezat, edilgenlik/etkenlik, kuşku/inanç, akıl/duygu gibi zıt kavramları mercek altına alıyor ve bunları gerçeklikle baş etmenin karşıt olasılıkları olarak okura sunuyor. Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı sırada kaleme alınan bu uzun öykü, aynı zamanda 20. yüzyılla birlikte patlak veren, insanın insana karşı totaliter bir acımasızlık sergilediği ve bütün Avrupa’yı etkisine alan şiddet yüklü atmosferin, kendisi bilincinde olmasa da, Praglı Kafka’yı da nasıl eline geçirdiğinin izlerini taşıyor. “Ayrıca mahkûm öyle köpek gibi itaatkâr görünüyordu ki, sanki bayırlarda dolaşsın diye serbest bırakılsa idam başlarken geri dönmesi için ıslık çalmak yeterli olacaktı.”
Ceza Sömürgesi
Ceza SömürgesiFranz Kafka · Kırmızı Kedi Yayınları · 20188,5bin okunma
301 syf.
·
Puan vermedi
Dört kitaptan oluşan serinin ilk kitabıdır. Seri dizi filme de çekilmişti, ama izleyeli uzun zaman olduğundan hikaye benim için yeniydi. Aslında elimde okuduğum başka kitaplar vardı, buna da şöyle bir göz atayım derken kapılıp gittim yine. Seri gençlere hitap ediyor. +18 değil. Biraz şiddet içeriği var, zaten distopyada olmazsa olmazdır bu. Orta seviyede sürükleyiciydi yine de genel olarak beğendim. Konusuna gelince. Bizler yine dünyamızı mahvetmeyi başarmışız. Çok az sayıda kurtulan uzayda bir gemide yaşıyor. Alan ve kaynak kısıtlı olduğundan nüfus kontrolü çok sert. Suçlular hemen idam ediliyor. Sadece genç suçlular 18 yaşında tekrar yargılanıyor ve yine de idam ediliyor. Uzay gemisinin ömrü dolmaya başlayınca suçlu gençlerden yüz tanesi kobay olarak dünyaya gönderiliyor. Hikaye bir kaç ana karakterin ayrı ayrı anlatımıyla sürüyor. İlk kitapta dünyaya iniş ve koşullara uyum sağlamaları anlatılıyor.
The 100
The 100Kass Morgan · GO! · 20143,702 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Radikal İslam ülkelerinde kadın olmanın bedeli nedir? Erkek egemenliğini dinle yoğurup, kadın bedenine kasıtlı ve kalıplı yön vermeyi amaç edinen bir yapılanma içerisinde kadın olmak, günlük cephede mücadele etmekle eş değer zorluktadır. Bedeli ise; özgürlüğü iki dudak arasına bırakmakla, izinlerle, cezalarla ve haksız sünnetlerle ödenen bir ölüm
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,4bin okunma
90 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İdam, işkence vb şiddet içerikli ceza yasalarına daha gerçekçi bakılması anlamında güzel bir eser. Günümüz hukuk anlayışıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan ve insanlık dışı ceza yasaları olarak kabul edilen bu usullerin mahkumlara nasıl acılar çektirdiğini kitapta görebiliyoruz. Mahkumların aileleri ve yoksulluğun suça sürüklediği insanları öldürmek nasıl bir adalet anlayışına sığar ki zaten? Ayrıca idam cezasının da çifte standartlı uygulandığı ve sadece fakirlerin lehine işlediği acı bir gerçeği de gözler önüne seriyor, ön söz kısmını kesinlikle okuyunuz.. Gayet güzel bir eser, okunmalı, iyi okumalar..
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,2bin okunma
489 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.