Bir baskı aracı ve ideolojik aygıt olarak devlet – 2 Özgürlüğü elde edemezsiniz özgürlük olabilirsiniz ancak Nietzshche, devlet kavramı hakkında “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında şunları söyler: ”Devlet diyorum, herkesin, iyilerin ve kötülerin zehir içtiği o yer. Devlet… İyilerin ve kötülerin, herkesin kendini kaybettiği
Ermeni imparatorlar dönemi Bizans'ın en parlak devri (867 - 1081)
Bizans İmparatorluğu'nun 867'den 1025'e kadar, 150 yıl kıyas kabul etmez bir ihtişam işinde yaşadı. Bir buçuk yüzyıl boyunca imparatorluk yetenekli hükümdarlar tarafından idare edilmek şansına sahip olmuştur. Sülalenin kurucusu vasil I (867 - 886), Romain Lecapene (919 - 944) Nicephore Phocas (963 - 964), jean Tzimisces (969 - 976), nihayet tam yarım asır hükümdarlık yapan Vasil II (976 - 1025).
Sayfa 75 - İlgi Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Adnan Menderes
Son sözünü söylemesini isteyince şu ibretli sözler yağmur damlaları gibi biraz sonra ebediyen açılmayacak dudaklarından bir ibret levhası halinde dökülüverdi: "-Size dargın değilim. Sizin ve diğer zavallıların iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyoruz. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki: Hüriyyet uğruna ortaya koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için size müteşekkirim. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme bu kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe bir gün kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendilerinizi yine ben 1950'de olduğu gibi, kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaksınız. Ancak millet ile el ele vererek, ölüm ölünceye kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen merhametin yine sizinle beraberdir."
Sayfa 155Kitabı okudu
Mustafa kâmal üzerinde söylentiler:
Zâta mahsustur. Erkân-ı Harhiye-i Umumiyye Riyasetine, Erzincan 21/10/1923 C. 18/19/10/1923 Tarih ve 3368 numaralı şifreye: Seyahat ettiğim Orta Anadolu ve bilhassa sahillerde yapılmakta olan propagandalar, doğrudan doğruya Gazi Paşa hazretlerinin şahıslarına müteveccihtir. Dedikodunun esasını, Gazi Paşa'nın Meclis'te, her emrine amade muayyen bir zümreye istinaden milli iradeyi bazice ederek mütehakkimane idaresi rivayetleri teşkil ediyor. Trabzon'a geldiğim vakit, Cumhuriyet şeklinin kabul edilmek üzere olduğunu gazeteler yazdılar. Ve bu havadis dedikoduların artmasını mucip oldu. Büyük Millet Meclisi, şekli hükümetinin Türklüğün ibda ettiği en güzel bir tarz idare olduğu kendileri tarafından beyan edilirken; Nation muhabirine, idare şeklimizin gitgide Avrupa Cumhuriyetlerinden farksız bir şekil alacağını söylemeleri, garip bir tezat teşkil ettiği söylenmeye başlandı. Ve bir hükümdar lâzımsa, bunun hanedana saltanattan olması gibi münakaşalar oluyor. Bu kabil dedikodular Kars'da dahi yaygındı. Trabzon'da çıkan mizahî KAHKAHA gazetesinin 4/Ekim/1923 tarih ve 85 numaralı nüshası bu noktadan pek manidar görülmeye layıktır. İstanbul gazetelerinin son günlerdeki tenkidleri büsbütün dedikoduları arttırmaktadır. Arz ederim. Şark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir "Kahkaha" gazetesindeki resim, millet de, Millet Meclisi de, hükümet de hep Gazi şeklinde gösterilerek, artık "O" ne isterse yapacak, üst tarafı kukla gibi oynatılacak, fikrini tasvir ediyordu.
Sayfa 179 - TruvaKitabı okudu
Atatürk din düşmanı değildi. Bizzat kendisi son derece dindar bir annenin çocuğuydu. Karşı olduğu şey, dogmatik, yani kontrol edilmesi mümkün olmayan düşüncelerle bir toplumun yaşamına yön verilmesiydi. Onun için kendi dönemindeki komünizm, nazizm, faşizm gibi rejimleri hiçbir zaman onaylamamıştır. Attila İlhan, 28 Mart 2005 tarihli Cumhuriyet
Sayfa 49 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Ben hayata bağlanmak için ona muhtacım , o idare edilmek için bana muhtaç
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Ben hayata bağlanmak için ona muhtacım, o idare edilmek için bana muhtaç...
Sayfa 105Kitabı okudu
Tarafını seç:)
Bazı insanlar idare etmek, bazıları da idare edilmek için yaratılmışlardır. :)
Rasulullah(s.a) Rey ve İçtihadla da Amel Etmiştir
Bu hadisler de Rasûlullah'ın (s.a) rey ve ictihadla amel ettiğini göstermektedir. Netice: Rasûlullah (s.a) yirmi üç yıllık peygamberlik hayatında sadece alıcı-verici bir cihaz gibi kalmamış, Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir, tatbik, temas etmediği meselelerin hükümlerini teşri, anlaşmazlık sonucu hükmüne müracaat edenler arasında hüküm, İslâm devletini tesis ve idare... gibi bir kısmı ictihada dayalı tasarruflarda bulunmuştur. Ancak O'nun ictihadının,isabetsiz olduğu takdirde Allah Teâlâ tarafından tashih edilmek gibi bir imtiyazı vardır. Çünkü O, "insanlara iyi örnek olmak", 22 "neyi emretmişse tutulmak ve neyi yasaklamışsa terkedilmek"23 üzere gönderilmiş, ve kendisine itaatin Allah'a itaat olduğu bildirilmiştir. 24
Sayfa 41 - 22-33/21 , 23-59/7 , 24-4/80Kitabı okudu
152 syf.
·
Not rated
O bizim İstiklal Şairimiz ama sadece İstiklal Şairimiz mi? Her kutsal bildiğimiz şey üzerine o konuda onun en üst düzeyde şiirini yazabilen yegane şairimiz o. Cemil Meriç Peyami Safa için "O yalnız adamdı. Sevdiklerinin anlayışsızlığı yüzünden sevmedikleri ile yol arkadaşlığı yapmak zorunda kaldı." diyordu bu cümleyi Mehmet Akif'e
Mehmed Akif Hüzünlü Bir Yolculuk
Mehmed Akif Hüzünlü Bir YolculukHicran Göze · Kubbealtı Neşriyatı · 201515 okunma
525 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.