Renklerin, insanların günlük, anlık psikolojik durumunu, duygularını ifade edildiği bilinmektedir. (Bunun en basit örneği ölüm sonucu yas için Siyah tercih edilmektedir. )
İnsanlar farketmeden de ruh hallerine göre değişkenlik gösterebiliyor, örneğin dün siyah bir kazak beğenirken bir sonraki gün aynı kazağın pembesini
1950-1952 arasında yayınlanan Orkun’da enstitüler meselesi çok geniş bir şekilde ele alındı. Özellikle, enstitülerde öğretmenlik yapmış bir kişi olan ve “Kadıoğlu
Süleyman” müstearını kullanan bir yazarın yazı serisi dikkat çekicidir. Bu seri, enstitüler bütün cepheleriyle ele alınarak Türkçülerin bu konuyu nasıl gördüklerini göstermesi açısında oldukça önemlidir. Kadıoğlu’na göre, enstitülerin görünür amacı
olan köyleri kalkındırmak için idealist köy öğretmenleri yetiştirme meselesi bir
“maske”ydi. “Enstitülere ayrılan milyonlar lira başıboş inşaatlara sarf edilmiş, öğretmen
olma hayâli kuran köy çocukları, memlekete sadece nüfus cüzdanıyla bağlı ve
enstitüleri babasının çiftliği gibi gören idareciler tarafından Sibirya kürek mahkûmları
gibi çalıştırılmıştı.” Fakat ona göre sorun yalnızca idarî değildi Öğrenciler, verilen eğitimlerle Türklük, Türkçülük, Türk tarihi, milliyet ve
mukaddesat düşmanları haline getirilmeye çalışılıyordu. Buna mukabil Komünist yazar
ve öğretmenler Komünizmi “telkin” etmekteydiler
Renklerin, insanların günlük, anlık psikolojik durumunu, duygularını ifade edildiği bilinmektedir. (Bunun en basit örneği ölüm sonucu yas için Siyah tercih edilmektedir. )
İnsanlar farketmeden de ruh hallerine göre değişkenlik gösterebiliyor, örneğin dün siyah bir kazak beğenirken bir sonraki gün aynı kazağın pembesini
Bugün Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz. 24 Kasım bizim nesil için bir hayli burukluklarla dolu. Hayata başladığımız öğretmenlerle bugün çocuklarımızın ve torunlarımızın karşılaştıkları eğitim şartları çok farklı. Bizim çocukluğumuzun ve ilk gençliğimizin idealist öğretmeni bugün de var ama eskisinden çok farklı konumda ve sayı azalıyor.
İlber