Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keskin bir ışıkla idealimin yeraltı ülkesi'ni aydınlattım. Savaş bu, ancak barutsuz ve dumansız bir savaş. Ne savaşçı davranışlar var ,ne duygulanıp coşma ,ne de kırık kol ,bacak,- başka türlüsü gene "idealizm" olurdu. Yanılsamaları birer birer ,hemde hiç acele etmeden buz üstüne koyuyorum. Bunu yaparken mevcut idealleri çürütmüyorum,donduruyorum... Örneğin, şuracıkta "deha" donuyor; az ilerde , köşe başında "ermiş" donuyor, o "sıcak" dedikleri; " acıma" da az buz soğumuyor hani,- " kendiliğinden şey" donuyor ne yana bakarsan bak...
Sayfa 70 - Erasmus yayınlarıKitabı okudu
Selim ve Turgut'un Atay'ın kişilik bileşenleri olduğunu varsaydığımızda, "Tutunamayanlar" romanının kurgu planının; idealizm (Selim), realizm (Turgut'un ilk dönemi) ve yaratıcılık (Turgut'un ikinci dönemi) biçimindeki üç basamaklı klasik Bildungsroman şablonunun üstüne tıpatıp oturduğunu görürüz: Tez-Antitez=Sentez.
Reklam
Monizm* eğilimi felsefede her zaman görülegelmiştir. Ama monizmin felsefî temelini ilk açıklayan Spinoza oldu. * Monizm: tekçilik, yani gerçekliğin temelinin tek bir ilke (bu ruh da olabilir, madde de) olduğunu kabul eden anlayış. Spinoza, aşağıda anlatıldığı gibi, felsefede monizm anlayışının kurucularındandır. Ama Spinoza'nın tözünün de iki özsel yüklemi vardı. Çünkü madde ve ruh bu tözün iki görünümü olurlar. Marksistler arasında Plekhanov, <monizm> düşüncesine eğildi. Plekhanov'a göre idealizm, her şeyi ruh ya da akılla açıklaması bakımından, monist bir felsefeydi; Marksizm de, maddeci bir monizmdi. Bu anlayış, Marksizm'i bir çeşit ters çevrilmiş idealizm, olarak görmesi bakımından hayli şematik ve mekaniktir.
Sayfa 133 - PdfKitabı okudu
Felsefi idealizm, gerektiğinde en iğrenç işlere kılıf görevini de görür. İdeal üstüne söylenen şatafatlı sözler, kabul ettirilmeye çalışılan sömürünün üzerini asla örtemeyecektir.
Sayfa 139
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Adem, Havva'yı seçti çünkü başka seçeneği yoktu. _Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. _Nesnel olana karşı olan her tavır özneldir ve ironiktir. _Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir. İki kişi birbirleri için yaratıldıklarını düşünmeye başladıkları anda ayrılma vakti gelmiştir çünkü devam ederlerse her şeyi
Reklam
( Sanatta ve Edebiyatta Güzelin Sırları ) _Seçkin insanların ve kıymetli düşüncelerin kaderi, çoğunluğu oluşturan avam takımının insafına kalmıştır. _İğdiş edilmiş bir erkek, üreme gücüne ne kadar sahipse, çoğunluk da bilince ancak o kadar sahiptir. Onlar hakiki olanı sahtesinden, sapı samandan, altını bakırdan ayırt etmeyi bilmezler. Hiç kimse
_Deniz bitti. En az iki yüzyıldır milletçe tam bir mirasyedi gibi yaşadık. Artık sonu geldi. Alacaklılar kapıya dayandı. Günü gün ederek har vurup harman savurduk ve değirmenin suyunun nereden geldiğine zerrece aldırmadık. Duranın durduğu yerde hep durmaya devam edeceğini sandık. Onunla ayakta durmak yerine emsalsiz bir umursamazlıkla sırtımızı
Abelard, Pierre (1079-1142). Fransız filozof ve teolog; Orta Çağ felsefesine özgü, maddecilik ile idealizm arasındaki mücadeleyi dile getiren tümellerin doğası üstüne tartışmada, maddeciliğe yakın düşen kavramcılık düşüncelerini destekledi, skolastik gerçekçiliğe karşı da tartışma açtı. Dinsel inanın aklın ilkeleriyle sınırlanmasını isteyen ve Kilise otoritelerinin sözlerindeki çelişkileri açığa seren Sic et Non (Hem Evet, Hem de Hayır) adlı kitabı, ilerici bir önem taşıyordu. Abelard'ın görüşleri, Katolik Kilisesi'nce dinden sapmakla mahkum edilmiştir.
Sayfa 7 - YediverenKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.