Bloch için ideolojinin hem olumsuz hem de olumlu olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Olumsuz yönüyle ideoloji, ütopyacı güdü için en tehlikeli olan şeyi, yani şimdinin veya geçmişin kutsanmasını, mistifikasyonunu veya cazibeli hale getirilmesini içerir; ama öte yandan olumlu yönüyle her ideoloji, ütopyacı bir artık, bir fazlalık içerir. Böylece Bloch, ideolojiyi tamamen yanlış bilinç olarak gören negatif bir ideoloji eleştirisi ortaya koymak yerine, daha pozitif bir ideoloji eleştirisi geliştirir. Bu eleştirinin temel amacı, ideolojik kültürel ürünlere gömülü olan pozitif kurtarıcı içeriği göstermek, yani onlardaki ütopyacı artığı açığa çıkartmaktır.
Moylan ütopyanın ideolojiyle hem olumlu hem de olumsuz ilişkisine dikkat çekerken ve Mannheim'ı tam da bu ilişkiyi basite indirgemekle suçlarken Louis Althusser'in ideoloji anlayışından hareket eder. Moylan, Althusser'den sonra ideolojiyi Marksist bir tarzda yanlış bilinç olarak tanımlamanın artık mümkün olmadığını iddia eder. Althusser'in gösterdiği gibi, ideoloji bireyin gerçeklikle canlı ilişkisini kuran tasarımsal bir yapıdır. Ütopyanın ideolojiyle ilişkisi değerlendirilirken bu tasarımsal yapı göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim Moylan ütopyanın bazen "hakim ideoloji içinde, bazen de ona tabi muhalif ideoloji içinde, bazen de senkronik olmayan yer değiştirmeler içinde" işlediğini iddia eder.
Bir ideoloji kendi tarihsel anıyla birebir örtüştüğünde, tarihin ritmine yani asıl hakikate ayak uyduramaz, kemikleşir ve donar. Bu statikleşme noktasında ideoloji, bir sonraki tarihsel anın hakikatiyle, yani yeni mevcut durumla uyumsuz hale gelir. Bu bakımdan ideoloji, çağın gerekleriyle uyuşmayan, onlara ters düşen, kısacası gerçeklikle çatışan yanlış fikirler ve inançlar kümesidir. O halde, Mannheim için, bir düşünme modeli olarak ideoloji, son analizde, duruma veya tarihsel ana aykırı ve içi boş bir şeydir; amaçladığı içeriği gerçekleştiremeyecek kör idealar bütünüdür.
Ak Parti, kökeni İslamcı bir ideoloji olan 'Milli Görüş hare- ketinin iki binli yılların başlarında bu hareketin genç kuşak- larının İslamcılık ideolojisinin çağdaş Müslüman toplumların aktüel politik, ekonomik ve hukuki sorunlarını çözmede anak- ronik bir ütopya (şeriat, adil düzen) olduğunu entelektüel/te- olojik bir kritik İşçilikle değil, daha çok pratik ve pragmatik kaygılarla keşfederek hareketi 'muhafazakar demokrat' adıyla merkezi bir 'sağ parti/ideoloji olarak yeniden kodlamalarıyla oluşmuştur. Cumhuriyet'in kuruluşunda gerçekleştirilen zoraki kültür devriminin yarattığı psikolojik travmanın politik hayata tarihsel blok' olarak yansıması olan %70 merkez sağın politik temsilcilerinin aynı tarihlerde ahlaken hovarda ve çürümüş olmasının doğurduğu boşluğu fazla çaba harcamadan İslam'ın pozitif imgesi sayesinde miras yoluyla doldurarak o yıllardan beri sürekli iktidardadır
Merhabalar,
İnsan hakları nedir, nasıl tanımlanır ile başlamak doğru bir tercih olacaktır.
"İnsan Hakları her türlü ırk,din,mezhep, cinsiyet,ten rengi gibi farklı özelliklerin ötesinde salt insan olmaya bağlı haklardır.Herkesin doğası gereği sahip olduğu bir şeydir ve dünyaya insan olarak gelmek insan haklarına sahip olmak için yeterli bir
Yükselen sınıflar bu arzularını devrimci bir ütopik söylem olarak ifade ederken, egemen sınıflar ise kendi egemenliklerini ideolojik bir söylemle topluma empoze eder ve onu mevcut durumlarında, yani muhafazakâr bir halde tutmak isterler.
Birden fazla kişi olamamaktasınız, birden fazlasını sevememektesiniz, birden fazlasını yaşayamamaktasınız veya geriye dönüp her şeyi sil baştan yeniden yaşayamamaktasınız.