Bazı gerçekler yalındır:
* ABD tarafından bu sabah Bağdat'ta öldürülen İranlı General Kâsım Süleymani, Ortadoğu'da yüz binlerce Müslüman'ın ölümünden direkt biçimde sorumlu bir savaş suçlusuydu. Katlettirdiği mazlumlarla aynı akıbeti paylaştı: Bombardımanda bedeni paramparça oldu.
* ABD'nin öldürmüş olması Süleymani'yi "kahraman" yapmayacağı gibi, ABD'ye minnettar olmamızı da gerektirmez. ABD vaktiyle alan açtığı, kullandığı, eliyle Müslümanları tasfiye ettiği bir maşayı -işi bitince- temizledi, mesele bu.
* Kâsım Süleymani, "Kudüs Gücü"nün komutanıydı. Ancak faaliyet göstermediği tek yer de Kudüs'tü. Kudüs ve Filistin sloganlarıyla, İran'ın mezhepçi ajandasını bölgemizde uygulamaya girişmişti. Çok sayıda açıklamasında da net bir şekilde ifade ettiği gibi, "Fars İmparatorluğu"nu ihyâ etmenin derdindeydi. Bu yolda da can verdi.
* Kudüs ve Filistin denince, bizim Müslümanları kandırmak çok kolaydır maalesef. Kâsım Süleymani'nin kanlı serüveni, sloganlara değil sahadaki tatbikata bakmamızı bize yeniden hatırlatmalı.
* Ve İdlib... Daha önce Halep, Hama, Humus ve diğer şehirlerde olduğu gibi... Binlerce kardeşimiz açlıkla, soğukla, bombardımanlar altında imtihan oluyor. Kâsım Süleymani, geçici bir gündem. Asıl odaklanmamız gereken yer: Mazlumların halleri. Ki, onlar da Allah katında bizim imtihanımız olmasın.
Taha kılınç