Yol bekleyen, gün sayan onca çileli asker anaları
Sabır tezgâhlarında sevgi kumaşı dokurlar...
Sevginin gizemini her cana izhara geldim...
Hasret boynu kırık bir aşk kumrusu...
Parmaklarımla yürüyorum ateşlerde
Aşk destanı yazıyorum yanarak...
GÖNÜL KANATLANIR, DİL ÇİÇEKLENİR...
Âlem hoşnut zâtullahın zâtından
Bir genel af bekliyorum yüce katından
Taze bir can umarak...
Her âşıka başka başka görünen canân
Daralır/genişler, ezel-âhir bendedir...
Kuğular iner ay ışığında hazinem,
Yıldızlara sevdalanan nehir bendedir...
Sana ma’lum imanımın ince ayarı;
Sırr-ı tecelliyât her cevâhir bendedir...
Sevgi her bağlamda en etkili iksir...
Söz ırmağının sancısını artırır sevda...
Her aşk neşideme O’nun adıyla başlarım
Sidret-ül müntehâya kanatlanır selâm kuşlarım...
Kavilleştik ben geldim o gelmedi,
Mühlet bitti, bende mecal kalmadı...
Bir seslensem dökülecek sırçalar
Gönül kuşum ufukları fırçalar
Bir araya gelsin diye parçalar
Bir varı bir yoka ekler dururum.
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü...
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana ,
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Bahattin Karakoç
