Acele etme, fetva konusunda daha ağır ol. Sana bahsettiğim şeylerden beğenmediklerin olursa, eğer ihlaslı isen acıklamasını sor. Nice insanlar vardır ki bir sözü ilk işittikleri zaman beğenmezler, fakat açıklaması yapıldığı zaman memnun olurlar. Sakın bir sözü duyup beğenmeyen, sonra da sahibini lekelemek için o sözü insanlar arasında söyleyip ifşa eden kimselerden olma. Zira o tip kimseler "söylenen sözün belki benim bilmediğim bir yönü vardır, arkadaşıma sorayım, herhalde bunu kasdetmediği halde söyleyiverdi, benim için gerekli olan dikkatli olmak, arkadaşımı kötülememek, sözünü niçin söylediği anlaşılıncaya kadar onu lekeleyecek bir şey söylememektir." diye düşünmezler.
Sayfa 12 - İFAV YayınlarıKitabı okuyor
Al-i İmran Sûresi
4. Buharî'nin Said b. Cübeyr'den rivâyet ettiğine göre, bir adam İbn Abbas (r.a.)'a şöyle der; Kur'ân'da, bana birbirleriyle çelişkili gelen bazı şeyler buluyorum. İbn Abbas(r.a.), Onlar nedir?" diye sorunca adam şöyle sıralar: "Sura üflendiği zaman, artık ne aralarında soy sop vardır, ne de birbir­lerini
Reklam
İrâde: Müridlik, dervişlik, taleb, arzu, dilemek, istemek. İrâde edene mürid, irâde edilene murâd denir. Bu manada mürid tâlib ve âşık, murâd matlûb ve maşûk manasına gelir. Sûfîlere göre Allah da insan da hem mürid hem de murâddır. Fakat Allah'ın mürid ve murâd olması insanın mürid ve murâd olmasından öncedir. Elden geldiği kadar çok ve ihlaslı olarak amel ve ibadetle meşgul olmak, fakat buna değer vermemek, ameli Allah'tan bilmek de irâde, mürid ve murâd kavramlarının şumulüne girer.
Sayfa 203Kitabı okudu
Günümüzde bütün insanlık mutluluğun peşinden koşmaktayken, Kur'ân-ı Kerîm'de ve diğer kutsal metinlerde dünyada mutlu bir yaşama erme hususunda herhangi bir emir yoktur. Ama sabırlı, dürüst, takvalı ve ihlaslı birer insan olmak konusunda birçok emir vardır.
Sayfa 149 - Hayy KitapKitabı okudu
Riya düşüncesinin sadece kalbe doğması, tabiatın ona meyledip sevmesi ve onunla çekişmesi, onu kabul edip işlemeye meyletmedikçe bir zarar vermez. Çünkü şeytanın vesveselerine engel olmak ve aşırı isteklere meyledemeyecek kadar fıtratı kontrol altına almak, kulun gücü dâhilinde değildir. Bu konuda kulun yapılabileceği en ileri derecedeki şey, nefsin istek ve arzularına iğrenerek, onları engelleyerek ve icabet etmeyerek karşı koymaktır. Bunu da din ilminde istifade ederek yapabilir. Bunu yaptığında mükellef kılındığı şeyi yerine getirme hususunda yapabileceği şeylerin en uç noktasını yapmış olur. Kişi ibadetini bitirdikten sonra o ibadetini birilerine anlatmamalıdır. Ancak riyadan emin olursa ya da başkalarının kendisini örnek alacağı zannı taşıyorsa anlatabilir. Ancak kul farkında olmadan amelime gizli riya karışıbilir korkusu içinde olmalıdır. Çünkü böyle bir durumda Allah'ın gazabına uğrar ve ameli reddedilir. Bu korku ve endişe amelin sadece başında değil devamında ve sonunda da bulunmalıdır. Hatta amelin başında o ameli sırf Allah için yaptığına ve ihlaslı olduğuna kesin olarak inanmalıdır ki, sağlam bir niyet meydana gelsin. Çünkü niyet kesin ve kararlı olarak bir şeye azmetmek demektir. Bundan dolayı şüpheli ve ihtimalli şeylerle bir arada olmaz.
Sayfa 165
Dünyada zühd şu dört şekilde olmaktadır :
1- Dünyevi ve uhrevi işlerin tümünde Allah'ın vaat ettiklerine güvenmek. 2- İnsanların övgülerini ve yergilerini bir tutmak,aldırmamak. 3- Amellerde ihlaslı olmak. 4- Kendisine zulüm ve haksızlık edenleri affetmek,emri altımdakilere öfkelenmemek,sabır ve hilim sahibi olmak.
Reklam
201 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.