Kul namaza durduğu vakit Allah Teâlâ kendisiyle kulu arasındaki perdeyi kaldırır, ona zatıyla yönelir.
Sayfa 101
Şayet namazda dua ve niyaz eden kimse, kime yalvardığını bilseydi, sağa sola iltifat etmezdi.
Sayfa 101
İnsan için kıldığı namazdan ancak algıladığı ve şuurlu bir şekilde kıldığı kısmın sevabı yazılır.
Sayfa 107
Müslümanım denilince cennet garantilenmiyor
Öyle adamlar var ki müslüman olarak yaşlanmış, fakat ömründe Allah için tam bir namaz kılmamıştır.
Sayfa 107
Cumayı karşılamak ve onun faziletine ulaşma azmiyle perşembe günü ikindiden sonra dua, istiğfar ve tesbihle meşgul olmalıdır. Çünkü o vakit, cuma gününde gizlenen vakte denk görülmüştür.
Sayfa 134
Allah'ın, insanlara verdiği rızıklardan ayrı birtakım rızıkları daha vardır ki onları sadece perşembe gecesi ve cuma günü isteyenlere verir.
Sayfa 135
"Cuma günü yıkanmak ergenlik çağına ulaşan her kimse için vâciptir."
Sayfa 136 - Buhârî
Cuma gününde, öyle bir vakit vardır ki, müslüman bir kul, o anda Allah'tan ne isterse, Allah kendisine mutlaka verir.
Sayfa 153
Kim cuma gecesi veya günü Kehf sûresini okursa ona, okuduğu yerden Mekke'ye kadar ulaşan bir nur verilir ve diğer cumaya kadar ve üç gün de fazlasıyla (on günlük) günahları affedilir.
Sayfa 157
Sabah namazı ümmetiyiz
"Sabah namazının iki rekât sünneti, dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır."
Sayfa 179 - Müslim
"Allahım! Senin kulun sana döndürüldü. Ona şefkat ve rahmet eyle. Allahım! Onun yerini genişlet. Onun ruhuna gök kapılarını aç, kendisini güzel bir şekilde kabul eyle. Allahım! Eğer o iyi bir kimse ise, iyiliklerini artır; kötü biriyse kusurlarını bağışla!"
Sayfa 221
"Hangi hayırlı işe besmele ile başlanmazsa o işin sonu bereketsizdir."
Sayfa 226
Kendisine şükür verilen kimse, nimetin artırılmasından mahrum bırakılmaz. Kendisine tövbe nasip edilen kimse, tövbenin kabulünden mahrum bırakılmaz. Kendisine istihare namazı kılmak nasip edilen kimse, hayırdan mahrum edilmez. Kendisine işlerinde ehli ile istişare yapmak nasip edilen kimse, isabetli sonuçtan mahrum edilmez.
Sayfa 228
Namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin
Sayfa 237