Şayet baykuş da hasta olsa benim düşündüğüm şeyleri düşünür. Duvardaki gölgem tıpkı bir baykuş gölgesiydi ve iki büklüm eğilmiş, yazdıklarımı dikkatle okuyordu. Anlıyordu besbelli; bir o anlayabilirdi. Göz ucuyla gölgeme baktıkça korkuyordum.
YKY Yayınları
Ey zengin! Yüzlerce çuval altın getirsen bile hak der ki: Be iki büklüm olmuş kişi, bana gönül getir. Gönlün senden razı ise ben de razıyım, yok eğer o senden yüz çevirmişse ben yüz çeviririm. Ben sana değil o gönüle bakarım. Ey kapımda bekleyen! Ben o armağına bakarım. Sanma ey hace senden sim u zer isterler Yevme lâ yenfau'da kalb-i selim isterler Mevlana
Reklam
Gözlerimi kapatsam.. İki büklüm sızar giderdim. Hastane nöbetlerimden tanıyordum bu sefil uykuyu; kırılgan ve ürkekti
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Fabrikalarda çalışan sıska, cılız, iki büklüm olmuş on yaşında çocuklar gördüm; daha o yaşta ahlâkları bozuk. Havasız bir barakada, akşama kadar işleyen makine gürültüsü, hayasız sözler ve şarap kokusu arasında yaşıyorlar. Şuncağız çocuğun ruhu bunlarla mı beslenmeli? Ona güneş, çocuk oyunları, her bakımdan iyi, temiz örnekler ve bir damlacık da olsa sevgi gerekmez mi? Bu olmamalı pederler, çocuğa eziyet edilmemeli. Karşı gelin, öğüt verin, hem vakit geçirmeden, hemen şimdi!
Sayfa 421 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
..dudağımın kıyısında hep yarım bir gülüş asılı kaldı.. Aynalara bakarken gülüyor muyum,, ağlıyor muyum,, bilemedim.. Bildiğim,, iki büklüm kaldım senden sonra..
Sayfa 61 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
(...)siz hiç bir bedenin iki büklüm olduğunu gördünüz mü, morarmış tırnakların boşluğu kavrayışını, gırtlaktan çıkan hırıltıları, her bir organın kendini savunuşunu, her bir parmağın korkunç olana karşı direnişini ve gözlerin kelimelerle anlatılamayacak bir dehşet içinde açılışını?
Reklam
Çekip at omuzlarımdaki tonlarca yükü sanki bir anda, içimdeki sığınağı oracıkta sahiplendi. Ah benim asma yaprağı kaderli anneannem. Başkalarına gölge, kendine gölgesizim. Sevdiklerinin dertleriyle dolu bir yüklük gibiydi. Yüklendiklerinin altında iki büklüm kaldı hep bir oh diyemedi. Aynalardan bile iyi sır tutar benim anneannem
Sayfa 101 - Hep Kitap
“Sen benim derimden çok daha benimsin. Seni ararken İçimde, damarlarımda, kanımda, ışıkla örülmüş Gizemli dokularımda sendin bulduğum. Sanki kandın sen Taştın, azıktın. Bense dışında kaldım aklın, çılgınlığın, giysilerin, Eski bir karanlık ve ormanlar soyundan geliyorum, Ama tıpkı bir kuyudaymış gibi iki büklüm girip Kör bir adam gibi el yordamıyla Yolumu bulmaya çalışırken topraklarımda, Adımlarıma yön verecek parmaklıklar yoksa da Vardır senin gülünün büyümesi evimde İçimde büyümeyi sürdürüyorsun, Köklerin çok derinde Yapraklarında parmak uçlarımı yakmadan Gözlerine dokunmam olanaksız... ”
Kendi iyini ve kötünü sen verebilir misin kendine? Ve kendi istemini bir yasa gibi asabilir misin üstüne? Kendi yasanın yargıcı ve celladı olabilir misin? Kendi yasasının yargıcı ve celladıyla baş başa kalmak korkunçtur. Bir yıldızda böyle fırlatılır yalnızlığın ıssız boşluğuna ve buzlu soluğuna. Bugün hala eziyet çekiyorsun çoğunluktan, sen tek olan: cesaretini ve umudunu yitirmedin henüz bugün. Oysa günün birinde yalnızlık yaracak seni, günün birinde gururun iki büklüm olacak ve cesaretin kırılacak "Yalnızım! " diye haykıracaksın günün birinde. Günün birinde sende yüksek olanı artık görmeyeceksin ve sende alçak olana çok yakın olacaksın; kendi ululuğun bile bir hayalet gibi korkutacak seni . "Her şey sahte!" diye bağıracaksın günün birinde. Yalnız kişiyi öldürmek isteyen duygular vardır; öldürmeyi başaramazlarsa eğer, onların ölmesi gerekir! Peki gücün yetİyor mu katil olmaya?
Sayfa 57
Allah diyene
Her şey, her şey şu tek müjdede: Yoktur ölüm, Allah diyene! Canım kurban, başı secdede, İki büklüm, Allah diyene! Akıl, kırık kanadı hiçin; Derdi gücü "nasıl" ve "niçin"... Bağlı, perçin üstüne perçin, Benim gönlüm Allah diyene
Reklam
Depresyon ilaçlarını en çok tüketen Almanlar olduğuna göre...
Doktor'a göre Bayer'in asıl mucize ilacı eroin idi. İnsanların sancıları, hele bu iklimde iki büklüm eden, kemiklerini eğip büken romatizma ağrıları sonsuza kadar yok olmuştu. Doktorlar harıl harıl bu ilacı yazıyordu hastalarına, eczaneler eroin yetiştiremiyordu, kendisi de kullanıyordu..
Beni de böyle kendini gerçekleştirmiş ve tamamlanmış biri olarak kabul ettin, bu yüzden diğer hepsinden öte sevdin; bunu gayet iyi biliyorum. Hiç kimsenin bakmasını senin kadar iyi bilemediği resimlerimde ve eskizlerimde bütün benliğim mevcutmuş gibi geldi sana hep; oysa aslında, ah, aslında bu bakışının ardında hakikate dokunmuş dahi olmayan eski bir gençlik heyecanı vardı sadece. Ayrıca sen bunda haklıydın. Ve yine de, yine de? O halde niçin ne kadar süreceği belli olmayacak biçimde ayrıldık, niçin şimdi sen geleceğimize dair çekingen, artık yarı yarıya sönmüş bir umutla ortalıkta dolaşıyorsun ve ben neşeyle tuvalimin başında çalışacağıma niçin burada iki büklüm olmuş, masanın başında iyice eğilmiş oturuyorum ve geçmişime bakmaktan tepeden tırnağa gerilmiş, yazıyorum da yazıyorum? Veya senin kuşkun niye; benim onca istediğim şeyi artık yapamayacağımı, kendimi harcanıp tükenmiş hissederek tüm gücümle ve kendimi vererek sevemeyeceğimi kabullenişim niye?
“Acıtma yalnızca kuramsal bir şeydir, Quentin,”
“Asıl acıtan şey, kendinden başka herkesin yaşamını yönlendiren güçlerce tekmelenip dışlanmak, yıllarca deli olarak yaşamak, kimseye bir şeyi anlatıp kendine inandıramamak. Ne zaman kuramsal bir tümör sancısıyla iki büklüm olsam, neden böyle bir sanı olamayacağını anlatacak bir profesör mutlaka çıkar. Ve nezaket gereği, farklı bir deneyime dayanan bir iki iğne yaparlar.”
Aritmetiğe sığmıyoruz. İki büklüm bir halde birlikte ne çok zihinsel hesap yaptık!
"Kılıç ne zaman fırlayacak demir çitin üzerinden, o yabansı ve özgür kılan namlu ne zaman kurtaracak beni bu içinde iki büklüm günler geçirdiğim zindanımdan."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.