Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İki insan birbirini gerçekten sevdiyse, aralarında gerçek bir öfke olmaz.
Nerede iki insan gördümse,orada bir güç istemci, kudret gördüm.Uşagın istencinde bile efendi olma isteği gördüm.Daha güçlü olanın iradesi, zayıfı hizmet etmeye ikna eder. Friedrich Nietzsche
Reklam
Bir dikiş,iki dikiş,vazgeciş En çok vazgecislerin izi kalır En büyük yaran ilk vazgeçişindir..
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
SPOİLER İÇERE BİLİR.Okuduğum kitaplar içerisinde en sevdiğim yazarlardan biri Sabahattin Ali oldu.Konuya geçmeden önce,Sabahattin Alinin kitaptaki alıntıları o kadar güzel ki,her kes okuyunca kendini buluveriyor.Kitabı okurken ben de Raifle Kürk Mantolu Madonna(Maria)-nın yaşadığı hissleri yaşadım,onların aşkıyla neşelendim ve üzüldüm.Böylesine bir aşk-birbirine zıt ama o kadarda yakın ruhların buluşması.Bir birini tamamlayabilen iki insan ve hiç konuşmadan anlaşan o gözler.Ta tablodan bile Raifin Mariaya sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi bakışları her şeyi anlatıyordu aslında bize.Yıllarla Marianı aramış ve hiçkimseye sevgi,dikkat göstermemişti.İçindeki tüm o insanlık duyguları tek bir insana toplanmıştı ve Mariada erkeklere karşı tüm duvarını yıkmıştı Raife karşı. "Nereye çağırırsan,gelirim!"
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,6bin okunma
Dut...
Resimde de gördüğünüz gibi, tek bir top bölünerek önce birbirine yapışık iki top halini alır. Daha sonra bu ikili top bölünerek birbirine yapışık dört top halini alır. Bu bölünmeler devam ettikçe bir sürü küçük topçuktan oluşan garip bir görünüm kazanırsınız. Bu halinize "morula" denir. Morula, kelime olarak "dut" anlamına gelir. Bu isim gerçekten de durumunuzu çok güzel özetleyen bir kelimedir. Çünkü görünüşünüz tam anlamıyla bir dut şeklindedir. Yaklaşık üç-dört günlük olduğunuzu ve büyüklük açısından iğne deliğinden geçebilecek kadar küçük bir boyutta olduğunuzu hatırlatalım. Zira insan, nihayetinde ne olursa olsun geldiği yeri unutmamalı. Şu an sahip olduğunuz o havalı tavırlarınız, her şeyi bildiğinizi sanmanız, size, zamanında iğne deliğinden geçebilecek küçüklükte bir dut olduğunuz gerçeğini unutturmasın lütfen.
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum
|Epeyce göçebe yaşadım, sadece iki valizim oldu. Bir yığın insan tanıdım. Ama hep yalnızdım.
Didem Madak
Didem Madak
Reklam
O sırada ise zor ve yıldırıcı bir göreve birlikte çıkmış iki insan gibiydik; görev bittiğine göre yollarımızı ayırıp normal hayatlarımıza dönebilirdik.
Sayfa 420 - Çocuklar büyüyünce ayrılma hesabı yapmak gibi.Kitabı okuyor
Ne çok suçlanır insan sevdikleri için fedakârlık edince. Değmez diyorlar hep. Ne tuhaf, bu çağda her şey hesap kitap. Ezra Pound, "İki küçük çocuktuk, sevgiden gayrısını bilmeyen." Sevdiklerinize sımsıkı sarılın sevgili arkadaşlar. Çocuk olalım, aptal olalım, deli olalım neyse ne. Sevmek, böyle bir şey değil midir? Var olun.
Uzaklara bakabiliyor olmanın bir nimet olduğunu geçtiğimiz haftalarda fark etmiştim. Gözünün önünde insan eliyle sonradan iliştirilmiş bir şeyler olmadan yani, bina gibi. Bunun insanın hayal gücünü ve ufkunu genişlettiğine inanıyorum, şimdilik böyle en azından. Baktığında beş metre ötesini görmekle, beş yüz metre ötesini görmenin ya da beş bin metre ötesini görmenin insan ufkunda aynı etkiyi göstermediğine eminim. Okumadım, içeriğini bilmiyorum ama bu İmam Gazalî'nin "göğe bakmanın faydaları" gibi bir metni var, onun içinde her ne yazıyorsa söylemek istediğim şey onunla ilgili olabilir. Ayrı bir nimet ki bu iletiyi Hacı Bayram'da Şeyh İzzettin Türbesinin ön taraflarındaki parkta, karşı tepenin yamaçlarını seyrederken yazıyorum. Böyle söyleyince iletim sınıf atlamış gibi hissettim. Odamda iki metre ötesini ancak görebiliyorken yazdığım iletilerden bi farkı olmalı diye geçiriyor insan içinden. Ama maalesef fiziken bir yerde olmak oradan olmak, oralı olmak ya da oranın rengine boyanmak demek olmuyor. Öyle olsaydı bir sürü Allah dostunun gelip geçtiği şu mekanda ben de ermiş oluverirdim. Ama ben hala "ben ne zaman akıllanacağım" diye geçiriyorum içimden. Neyse konuyu nerden nereye getirdim. Şimdi gidip kemankeş'te bir şerbet içip kitap okuyayım. Okuyacağım dedim, okumam gerek. Selametle 🌿
Bu dünyada iki çeşit insan vardır. Doğmamış fetüs veya idam mahkumu fark etmez, her hayatın kutsal olduğuna inanan sabit fikirli salaklar. Ve bir de benim gibiler. İnsanların bazen daha büyük bir amaç uğruna ölmeleri gerektiği gerçeğini kabullenebilmiş olanlar.
Çizgi DüşlerKitabı okudu
Reklam
İnsan gitmesin, bitmesin diye çabaladıkça çoğu zaman daha çok dibe batıyor. Bazen içinde bulunduğumuz durumları gözlemleyebilmek için sakin olmaktan çok daha fazlası gerekiyor. Sizi gerçekten seven bir insanı kalbinden birden fazla kez yaralarsanız ne olur? Kalbi iyileşir mi? İnsan gerçek aşkına ihanet eder mi? Bazen birinin yokluğu, en çok istediğin an ona gidemeyeceğini, gecenin herhangi bir saatinde özlediğin için arayamayacağını anladığında başlıyor. Verilen sözler, kurulan hayaller ve arzuların önemsiz olduğunu tam da o an anlıyorsun. Büyük bir pişmanlık ve sıkıntı çöküyor insanın içine. Sebepsiz ve sonsuz. En kötü durumlardan biri de, karşınızdakinin onca çabasına rağmen onu yüzüstü bırakmak sanırım. Bu acının duygusu tarif edilemez ancak unutulmaması gerek birkaç şey daha var. Her ne olursa olsun, bir zamanlar birbirini seven iki ruh yabancı olamaz. Hayattaki “ keşkelerimiz “ çoğu zaman bize zulüm etse de, insanın içine bir umut ışığı da doğurmuyor değil. Artık bitti. İkimiz de mutluluğu bir başkasında arayacağız. Belki çok daha mutlu olacağız, belki üzüleceğiz ama bir zamanlar birbirimize ne kadar iyi geldiğimizi hiç unutmamalıyız. En kötüsü de bu. Birbirimize verdiğimiz dersler bizi mükemmel yapacak, cezasını ise hatıralarımız çekecek.
164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Tüm kitabı içim acıyarak, hayır yaa bu da olmaz diyerek okudum ama hepsi de olmuş maalesef. İsimsiz çocuk aslında Dave Pelzer. Kitapta yazarın çocukluk dönemi boyunca annesi tarafından değersizleştirilerek kölesi haline getirilmesini okuyoruz. Yazarın hayatının çok küçük bir bölümünde her şey yolunda giderken ailesinden özellikle de annesinden beklediği sevgiyi görüyorken, tüm fiziksel ihtiyaçları karşılanırken aslında bir insan olarak yaşaması gerektiği gibi bir hayat yaşıyorken birden annesi tarafından fiziksel ve duygusal yönden istismar etmeye başlıyor. O andan itibaren hayat David için giderek daha da dayanılmaz oluyor ta ki öğretmenleri ve okul hemşiresi tarafından David'in yaşadığı zorluklar fark edilene kadar. İsimsiz Çocuk, Dave Pelzer'ın yaşadıklarını anlattığı üç serilik kitabın ilki. Diğer iki kitabı da okumak istiyorum. Size de İsimsiz Çocuk adlı kitabı okumanızı tavsiye ederim.
İsimsiz Çocuk
İsimsiz ÇocukDave Pelzer · Koridor Yayıncılık · 2021169 okunma
Ölüm sonrasında sonsuz bir yaşama ulaşacağı inancından yoksun kalmış, yaşamı 'doğum' ile 'ölüm' arasına sıkıştırılmış, doğumdan başlayarak ölüme doğru ilerleyen, dünya zamanıyla sınırlı bir süreç olan insanın varlığı anlamlandırılabilir mi? Bu iki sorunun her ikisi de olumsuz yanıt alınca gündeme yanıtı olmayan üçüncü soru geliyor: Durum böyleyse, insanoğlu ne demeye -kendi isteği olmaksızın- dünyaya fırlatılmıştır, sonra da ne demeye ölüyor? Beckett, 'insan'ın işte bu 'saçma' konumunu yazdıklarına odak noktası yapıyor.
"İki insan birbiriyle tam bir uyum içinde yaşarsa, konuşmadan ya da yarım sözcüklerle bile anlarlar birbirlerini."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.