Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tabloyu netleştirelim: Bej ve kahverengi yağ dokusu, beyaz yağ dokusuna kıyasla daha az miktarda bulunur. Ancak aktive olduklarında, vücuttaki fazla yiyecekten gelen kalorinin harcanmasını farede %100, insanda %40 artırabilirler. Aslında konu kalori harcanma miktarından ötedir. Bu iki yağ hücresi aktive olduğunda genel olarak metabolizma hızlanır, insülin rezistansı azalır, kandaki trigliserid seviyeleri düşer. Ayrıca bu hücreler aktif olduğunda beyaz yağ hücrelerinin uslu durduğunu düşünebiliriz. Çünkü kandaki yağ ve şeker, beyaz yağ hücrelerine depolanmak yerine bu hücreler tarafından kullanılır. Beyaz yağ hücrelerinin daha az aktif olmasının faydası sadece kilo kontrolüyle sınırlı değildir, aynı zamanda birçok hastalığın riskini azaltır. Beyaz yağ hücreleri birer endokrin organ gibi inflamasyon yapan sitokinler salgılar. Obeziteyle ilişkili birçok hastalık da bu sitokinlerin salınımıyla ilişkilendirilir. O halde gençlik için yağlarımızı bronzlaştırıyoruz.
Hoş ev, değil mi? Şurada gördüğünüz iki kafa, zenci kölelere ait. Bir işaret bu. Ev bir köle tüccarınındı. Ah! O zamanlar oyunlar gizli oynanmıyordu! İnsanlar yürekliydi, şöyle diyorlardı: “İşte, evim barkım var, köle ticareti yapıyorum, kara derilileri satıyorum.” Bugün, bu işi yaptığını açıkça söyleyen birini düşünebiliyor musunuz? Ne rezillik! Parisli meslektaşlarımın konuşmalarını buradan duyabiliyorum. Bu konu hakkında ödün vermezler, iki ya da üç hatta daha fazla bildiri yayımlamaktan çekinmeyeceklerdir. İyice düşündükten sora ben de katılırdım onların imzalarına. Kölelik mi, hayır, biz ona karşıyız! Kendi evlerimizde ya da fabrikalarda köleliğe yer vermek zorunda kalmak düzenin bir parçası ama bununla övünmek, işte o olmaz.
Reklam
"İnsanların da iki sohbeti var; İlki, başyargıçların kral seçimi. Yani yeni kral kim olacak? Bu konu mühim Çünkü adaylardan birisi pisliğin teki. İkinci konuysa malum, Ada batar mı, atmaz mı, kaç yıl kaldı, baksa bile çıkar, falan filan..."
Sayfa 16 - AZ KitapKitabı okuyor
Doğrusunu isterseniz, birbirine ters iki ayrı karakter sanki nöbetleşe yer değiştirir gibidir onda. Bazen ağzını bıçak açmaz! Hiç zamanı yoktur, herkes kendisine engel olmaktadır, oysa hiçbir şey yapmamakta, sırtüstü yatmış uzanmaktadır. Alaycı değildir, ama bu zekâsının yetmezliğinden değil, böyle saçmalıklara ayıracak zamanının olmayışındandır. Anlatılanları sonuna kadar dinlemez. Herkesin ilgisini ayakta tutan bir konu onu hiç ilgilendirmeyebilir. Kendisine müthiş değer verir ve sanırım bu konuda pek de haksız değildir.
(Sevgi Soysal'ın) Şafak (adlı romanı), 12 Mart döneminde yaşanan karabasanı okura duyurabilen bir yapıt olmakla birlikte, bu başarısı onu kalıcı kılmaya yetmiyor. Romanın iki merkez kişisi aracılığı ile dile getirilen ana tema, yani küçük burjuva kimliğinden sıyrılıp işçi sınıfı ideolojisine içtenlikle sarılarak devrimci olabilme çabası, ancak romanın yazıldığı yıllar için güncel bir sorundu. Toplumsal koşulların hızla geliştiği Türkiye'de bu konu güncelliğini yitirmiş olduğundan, Şafak bugün sanatsal değerinden çok tarihsel değeri için okunan 12 Mart dönemi romanlarından biri olacaktır herhalde.
Sayfa 32 - İletişim Yayınları, 2. Baskı, 1994, İstanbulKitabı okudu
Çin ekonomisi 2015 yılına, ülkelerarası fiyat farklılıklarını hesaba katarsak, ABD'nin önünde dünyanın en büyük ekonomisi olarak girdi. 80'li yıllarda Türkiye ekonomisi ile karşılaştırılabilir büyüklükte olan Çin ekonomisi bugünkü konumuna yaklaşık 35 yıl boyunca yılda ortalama yüzde 10 büyüyerek geldi. Çin ekonomisinin günümüzde ulaştığı büyüklük doğal olarak "en büyük", "en çok" listelerine yansıyor. Günümüzde Çin, dünyanın en büyük ihracatçısı, ikinci büyük ithalatçısı, en çok yabancı sermaye çeken iki ülkeden birisi, en büyük döviz rezervlerine sahip ülkesi konu- munda bulunuyor. Çin, dünyanın en büyük araba üreticisi ve pazarı, en büyük televizyon üreticisi ve pazarı, en büyük demir çelik üreticisi ve pazarı, en çok internet kullanıcısı olan ülkesi, en büyük elektronik ticaret hacmine sahip ülkesi... Cep telefonu, yarı iletkenler, elma, tahıl; aşağı yukarı her üründe Çin üretim veya pazar büyüklüğü açısından ya birinci ya da ikinci sırada bulunuyor.
Reklam
Elveda Güzel Vatanım (Ahmet Ümit)'ın da benzer bir konusu var...
Kemal Tahir, Kurt Kanunu'ndan söz ederken, "Romanın konusu 1926 lzmir Suikastı gibi son derece buhranlı bir devrede geçiyor. (...) Gerçekten büyük tehlikeler içinde kıstırılmış insanların romanı bu. (...) Gerçek vesikaları bir fon olarak kullanıyorum" diyor. Romanın önemli iki özelliğini vurgulamış oluyor Kemal Tahir bu sözleriyle, çünkü "büyük tehlikeler içinde kıstırılmış insanlar" yazara polisiye bir olay örgüsü sağlarken, İzmir Suikasti de tarihsel ve siyasal bir konu sağlar. (...) Kurt Kanunu Cumhuriyet'in ilk yıllarında Halkçılar ile muhalefet arasındaki iktidar kavgasını, Halkçıların teröre kayışını sergiler ve bu tarihsel gelişimin (Kemal Tahir'e göre) nedenlerini açıklar. Dolayısı ile, yazar, Kara Kemal'in son günlerini romanlaştınrken, lzmir Suikasti olayını, diktatörlüğe sapan Halkçıları okurun gözünde suçlamak için kullanır.
Sayfa 189 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okudu
İki konu, düşüncemi hep yeni ve büyüyen bir hayran­lıkla dolduruyor: Üzerimdeki yıldızlı gökkubbe ve içimdeki ahlak yasası..
Sayfa 52 - TAVANARASI YAYINCILIK
Omurga ve vatanseverlik ile omrugasızlık ve vatana ihaneti yazmış
AKP kurucusu Prof. Dr. Sami Güçlü, 3 Kasım 2002 seçiminde Konya AKP milletvekili oldu. İki hafta sonra kurulan kabinedeı Tarım ve Köyişleri Bakanı yapıldı. Ve... Yerli üreticiyi korumak için 2004 yılında "yerli ürün alana ithalat izni" uygulamak istedi. ABDı "uluslararası ticaret ya­ salarıyla uyuşmadığı" gerekçesiyle Türkiye'yi, Dünya Ticaret Örgütü'ne şikayet etti. Ardından dava açtı. Sonuç? Erdoğan devreye girdi; ABD'ye kararı kaldırttı ve 2 Haziran 200S'te Bakan Sami Güçlü'yü koltuğundan aldı! Erdoğan, ABD ile "başInı belaya sokmayacak" Mehdi Eker'i Tarım ve Köyişleri Bakanı yaplı! Bu konu Wikileaks belgeleriyle ortaya çıktı.
Metafizik Nedir?
varlık, insana nisbetle iki şekilde tecellî eder, açığa çıkar, kendini dışa vurur. birincisi aynî tecellî dediğimiz mahsûs kâinâttır ki işâret-i hissîyeye konudur; bu-ara-dadır, haricîdir yani idrâkimin dışında durur; muhâtabımdır yani görme eylemime konudur. varlık'ın ikinci tür tecellisi ise gaybîdir, gâib bu-ara-da değil, o-arada-dır; başka bir deyişle göz önünde olmayandır; mahsûs olmadığından işâret-i hissîyeye değil, makûl olduğundan işâret-i aklîyeye konudur, göz ile görülmez (basar), akıl ile idrak edilir (nazar). bu kısa açıklamadan hâsıl olan sonuç şudur: varlık, bir aynî bir de gaybî, başka bir deyişle, bir mahsûs (sensible) bir de makûl (intelligible) olarak tecellî eder. bu nedenle gâib kayıp, kaybolmuş demek değildir, göz önünde olmayan, muhâtabım olmayan, kısaca göze konu olan zâhir değil, akla konu olan bâtın demektir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.