Türkiye’de rakıyı içerken, kadehi önce sofraya vurur sonra diğer kadehlerle tokuştururuz.’ Elinde kadehiyle sabırsızlık içinde açıklamanın bitmesini bekleyen Gerard sordu. ‘Neden?’ ‘İki nedeni vardır. Öncelikle sağlıklarına içtiğimiz ancak sofrada olmayan ve sevdiğimiz kişileri anmak için. İkinci nedense, rakının insanı konuşturmasından kaynaklanır. Kadeh sofraya vurulursa gizlilik yemini edilmiş demektir. O sofrada konuşulacak her konu o sofrada kalacak demektir. Rakı insanı soyar. Sarhoş, sofradan çıplak kalkandır. Ama sofranın adı rakı sofrasıdır. Yani çıplaklar kampı. Şerefinize!
Bu bölüme kısa ve basit bir mühendislik tanımıyla başlamak iyi olurdu belki. Ama ne yazık ki böyle bir tanım yok elimizde. İki küçük sınav yaparak mühendisliğin karmaşık bir konu olduğunu söyleyebilirsiniz. İlkin sözlüğe bakacak olursanız, ilk bakışta akla yatkın görülen ama üzerinde biraz düşününce aslında size hiçbir şey söylemeyen tanımlar
Reklam
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Büyük bir coşkuyla kutlanan bir doğum günü partisinde, Turgenyev'in 12 yaşında bir kız çocuğuyla kankan dansı yaptığına tanık olan ağırbaşlı kont Tolstoy, o gece hakkındaki düşüncelerini günlüğüne şöyle not etmiştir: "Turgenyev.. kankan.. Hüzün verici." Turgenyev ile Tolstoy'un arasında büyük farklılıklar ve bir dereceye kadar da arkadaşlık vardır kuşkusuz. Bir tartışmada konu gelip Rusya'nın Batılılaşmasının uygun olup olmadığına dayanınca bu farklılıklar doruk noktasına ulaşır ve Tolstoy, Turgenyev'e meydan okuyarak onu düelloya davet eder. Mesele bir iki çiziğin ardından kutlama ve şampanyayla sona ermesin diye de düello silahının tabanca olmasını önerir. Turgenyev özür diler ve iş tatlıya bağlanır ama Tolstoy'un sağda solda onu ödleklikle suçladığını duyunca bu defa o Tolstoy'u düelloya davet eder; ancak uzun bir yolculuğa çıkmak üzere olduğu için davetini dönüşüne erteler. Bu kez özür dileme sırası Tolstoy'a gelmiştir; böyle birbirlerini düelloya davet ede erteleye tam 17 yıl geçirirler, sonunda düello yapmaktan tümüyle vazgeçerek barışırlar. Tolstoy da Dostoyevski de Batı'da yolculuklar ederlerken varlarını yoklarını kumar masalarında kaptırınca (Dostoyevski saatini bile bırakır), çareyi Turgenyev'e başvurmakta bulurlar. Turgenyev her ikisine de borç verir. Dostoyevski, borcunu ödemekte dokuz yıl gecikir, o da yetmezmiş gibi, durmadan Turgenyev'e saldırmaktan da geri kalmaz. Dostoyevski'nin bu saldırılarını, geçirdiği sara nöbetlerine yoran Turgenyev, bir hasta olarak kabul edip hoş ve hor gördüğü Dostoyevski'yi her defasında bağışlar.
Aziz Nesin'in Markopaşa'da Yayınlanmış İki Öyküsü 1949 Yılında İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı Faruk üçü birden Ankara'daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı gerekçesiyle, Aziz Nesin'e karşı dava açtılar. Dava sonucu Aziz Nesin 6 ay
http://oykuleroykuculer.blogcu.com/aziz-nesin-in-markopasa-da-yayinlanmis-iki-oykusu/194944
Bir hayvan, duygusal donanımı ne kadar incelikten yoksun ve ilkel olsa da özgürlüğe karşı kayıtsız değildir. Esir ve rahat bir hayat sürmektense tehlikeli ve özgür bir hayat yaşamanın daha iyi olduğu, en kaba içgüdüye ait arşivlerin bir yerlerinde kayıtlıdır. Kafeste, hatta daha kaliteli hayvanat bahçelerinin sunduğu “doğal parklar”da bile bir
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.