Anlamak Unutmak
İki türlü nokta var Biri önüne ve ardına bakar, Biri ardına bakmaz, Ardını noktalar.
Zorba dudaklarını büzdü, konuşmadı. Yalnız, dayak yemiş sadık bir köpek gibi hırladı. Ben konuştum: “Manastırlarla dolu, ilahların oturduğu dağlar var. Bu manastırlarda siyah cüppeli keşişler bulunur; bağdaş kurmuş görkemli durumda bir ay, iki ay, altı ay oturur ve yalnız bir şeyi düşünürler. Bir şeyi, duyuyor musun? İki değil, bir! Bizim gibi kadın ve linyit, kitap ve linyit düşünmezler Zorba, akıllarını yalnız bir şey üzerine toplar ve mucizeler yaratırlar. Mucizeler böyle olur. Bir lup koyup güneş ışınlarının yalnız bir nokta üzerinde toplandığını hiç gördün mü Zorba? Bu nokta, biraz sonra ateş alır; neden? Çünkü güneşin dağınık ışınları bir noktada toplanmıştır. İnsan aklı da tıpkı böyledir; aklını yalnız bir tek şeye verirsen mucizeler yaratırsın! Anlıyor musun Zorba?”
16. BölümKitabı okuyor
Reklam
Savaş ve mücadelelerin en çetini nifakla savaşmak, münafıkla mücadele etmektir. Aptalları kullanan sinsi zekilerle savaşmaktır yani. Bu savaş, küfürle savaşmaktan daha zordur. Çünkü küfürle savaş, belirli bir akım veya kimseyle savaşmaktır. Nifakla savaşmaksa, gizli ve çehresi örtülü bir küfürle savaşmak demektir. Nifakın iki yüzü, iki çehresi vardır: Bir yüzü Müslümanlıktır ve bu onun görünen çehresidir. Bir de görünmeyen asıl çehresi vardır ki küfür ve şeytanlıktan, hile ve sahtekârlıktan ibarettir. Bu ikinci yüzün anlaşılıp bilinmesi alelade insanlar ve avam kitleler için fevkalade zor, hatta kimi zaman imkânsızdır. (...) Hatırlatılması gereken bir diğer nokta da cahillerle aptalların artması hâlinde ortamın münafıklar için elverişli olacağı ve cehaletin artmasının sadece nifak ortamına yarayacağıdır. Bu nedenledir ki cehalet, bilgisizlik ve ahmaklıkla mücadele etmek, aynı zamanda nifaka karşı da mücadele etmek demektir. Çünkü ahmaklar, münafıkların oyuncağı olmaya daima elverişlidirler. Binaenaleyh cehalet ve ahmaklıkla savaşmak, münafığı silahsızlandırmaktır; cahilin bilgilendirilip cehaletinin giderilmesi, münafığın kılıcının elinden alınması demektir.
Sayfa 156 - Kevser YayınlarıKitabı okuyor
Muhasebe
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık. Büyük meydana
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
Değişime açık olmak
Farklı kültürden kişilerin evliliklerinde göz önünde bulundurulması gereken nokta, kültürlerin birbirinden ne kadar farklı olduğu değil, tarafların değişime açık olup olmadığıdır. Bir taraf ben böyleyim değişmem diyorsa, karşı taraf zor durumda kalır. Evlilikle altın orta nokta' dediğimiz bir kural vardır. Her iki taraf da alışkanlıklarından taviz vererek birer adım atıp orta noktada buluşursa, kültürel farklılıklar evliliği pek fazla etkilemez. Farklı kültürlere sahip kişiler, değişime açıksalar, ortaya mükemmel evlilikler çıkabilir.
Reklam
herkesi tesiri altına alan bir sürü manasız anane ve merasime tabi olmakta bence mana yoktur. İki insanın hayatlarını birleştirmesinde en ehemmiyetli nokta, birbirlerini sevmeleri ve hüsnüniyet sahibi olmalarıdır.
Yanılmıyorsam Lucilius'um, aldandığımız nokta şu: Ölümün peşimizde olduğunu sanıyoruz. Oysa o hem önümüzdeydi hem de peşimizde olacak. Bizden önce olan her şey ölümündür. Madem iki halin de sonucu var olmamaktadır, o halde başlamak ve bitirmek arasında ne ayrım var?
“Bilginin ulaşabileceği son nokta aşkın kıyısıdır. Kıyıya ulaşırsa ondan bir iki söz edebilir. Eğer aşka bir adım atacak olursa boğulur. Böyle bir durumda aşktan nasıl haber verebilir? Boğulandan bilgi beklenebilir mi?(…) Bilgi aşkım pervanesidir. Aşka ilişkin bilgi bilginin kârı değildir. Her şeyden önce aşkta bilgi yanar, yok olur; durum böyle olunca ondan nasıl haber verebilir?” diyordu Ahmedi Gazzali.
Bilim bize yaşamla ölüm arasındaki gri alanın gizemli bir yer olduğunu söylüyor iki durumda da olmadığımız bir nokta var belki de iki durumda birden olduğumuz
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.