Millî kimlik krizine neden olan dış güdümlü ve dış destekli çok küçük bir azınlıktır. Evinde Kürtçe konuşurken, bir millî maç sonrasında ağlayarak evinin penceresinden Türk bayrağı sallayan insanlarımızın sayısı, kaderlerini Türklükten, Türkiye Cumhuriyeti'nden ayırmak isteyen kandırılmış biçare insanlarımızdan hâlâ çok fazladır. Türkiye'nin birliğini savunmak için savaşan Kürtlerin sayısı hep PKK'dan kat ve kat fazla olmuştur. Ve bugün PKK'nın siyasal kolunun seçimlerde aldığı oy bir iki il dışında bütün psikolojik baskılara rağmen diğer partilere verilen toplam oyun altındadır.
Türkiye'nin sorunu köy ve köylülük değil; kasabadır. Ülkemizin önemli bir kesimi bu yerleşkelerde yaşar. Nüfus büyüklüğü 15 bin-30 bin arasında değişen bu yerlerde (bazıları zaruretten daha az) bir kere belediye hizmetlerin müthiş ehliyetsiz ve verimsiz verildiğini görüyoruz. Sorun sadece nüfus ve bütçe değildir, Türk kasabası 17. yüzyılda Evliya Çelebi'nin lezzetle anlattığı çarşı, pazar ve zanaatlarını tasvir ettiği birimler değildir artık. İki asırdır, dışarıdan civar köylerin pazarlamasına ananelik yapan mamulât getirilip dağıtılan; kendisi hiçbir şey üretmeyen, sadece dedikodu ile gün geçiren, eğitimin niteliksiz olduğu, esnafın büyük şehir ürünün paylaştığı yerlerdir. Bu bölgelerdeki bürokrasi; kanun ve nizamdan saptırılır; politika dar mahalli halka, zümrevî menfaatlere göre yönlendirilir. Bu nedenle burada mahalli demokrasi de gelişemiyor. Çünkü üretemeyen yerde sağlıklı çıkar grupları oluşmaz; tartışma, uzlaşma ve denetim mekanizmasının gelişmesi zordur. Tek ümit kasaba gençliğinin kasaba dışında eğitim görmesidir. Oysa partilerin genel eğilimi bunun tersi yönde oldu ve kasaba gençliği kasabada kaldı.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Öz baba Adana. 42 yaşındaki adam dört çocuk babası. İki kızına cinsel tacizde bulunuyor. 14 ve 15 yaşındaki kızlardan büyüğü bir süre sonra ortadan kayboluyor. Küçük olanın şikayeti üzerine iş yargıya intikal ediyor ve köyün yakınlarında, yakıldıktan sonra tarlaya gömülen kız çocuğu cesedinin o kıza ait olduğu anlaşılıyor. Düşünün ki adam öz evladını, sapıklığını giderdikten sonra öldürüyor, yakıyor ve gömüyor.
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
768 syf.
·
Not rated
Senelerce önce aldığım ve göz attıkça ben bunları zaten biliyorum deyip yarım yamalak okuduğum bu eseri, Ahmet Bican Ercilasun'a yapılacak saygı gecesi gündeme geldiğinde, belki gözümden kaçan şeyler olmuştur diyerek tekraren okudum. Cevap bulamadığım sorular çoktu fakat okuduğunuz bir kitabın yazarına soru sorabilme imkânınız varsa cevapsız
Atsız: Türkçülüğün Mistik Önderi
Atsız: Türkçülüğün Mistik ÖnderiAhmet Bican Ercilasun · Panama Yayıncılık · 2018114 okunma
Reklam
Ayşe tatile çıksın"
ECEVİT saat 10.00'da bir basın toplantısı yaparak Türkiye'nin ateşkes çağrısına uyacağını açıkladı: "Bugün yeni bir Kıbrıs vardır ve Türkiye'nin dünyada iki gün öncesine oranla başka bir yeri bulunmaktadır. Ateşkes bugün 17.00'de başlayacaktır. Artık Kıbrıs'ta kimse Türk'ün hakkına dokunamaz. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ile Kıbrıs Türk mücahitleri el ele iki günde büyük zaferler kazanmışlardır." Açıklamasını çarpıcı bir tümceyle bitirdi: "Barış yapmak, savaş yapmak kadar zordur"
Sayfa 415Kitabı okudu
10 Yılda 15 Milyon Genç Heder Ediliyor..
Bugün takvim yaprakları 20 Mayıs'ı göstermektedir. 19 Mayıs ile ilgili yaptığım bir araştırmada şöyle bir metin ile karşılaştım: "19 Mayıs 1919, esaretten kurtuluşa atılan ilk adım, İşgal altındaki bir ülkenin kurtuluşunu millette gören ve İngiliz donanmasının demir attığı İstanbul'dan silah arkadaşlarıyla Anadolu'ya geçen
Bir kadın (42), bu erkekle ilgili olarak "İki karısı olması bir kenara, iki kardeşi aynı anda karısı olarak alması Türkiye'nin hiçbir yerinde görülebilecek bir şey değil." diyerek "utanmaz herif" diye arkasından kötü konuştu. Yine başka yaşlı bir kadın (78) bu erkek hakkında içindeki öfkeyi kusarcasına "komünist" dedi. "Komünist nedir?" diye sorduğumuzda kafasını çevirerek "Komünist işte." diye tekrarladı. Başka bir kadına komünist nedir diye sorduğumuzda ise "tuhaf" kişiler için kullanıldığını söyledi.
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 hours
NAKKAŞ
Hikaye içinde hikaye , kıssa içinde çıkartılacak dersler, geçmişte yaşamış önemli , kıymetlı zatlar hakkında unutulmaz öyküler, konuşmalar ve bir zanaat işlerken yaptığın işi aşka dönüştürmek, beden aşkını manevi boyuta taşımak , kendini bulma kendini bulmak için gel ne olursan gel niteliğinde tasavvufi bir eseri okuyup bitirdim. Bitirdikten
Nakkaş
NakkaşSadiye Erol Aykaç · Nesil Yayınları · 2022249 okunma
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.