İkilem
Kalbim, iyilikle kötülük arasında
Bir terazinin iki kefesi gibi
Bir yanda umut, bir yanda karanlık
Hangisine meyledeceğimi bilmeden.
Bir yanımda sevgi, ışık dolu
Diğer yanımda nefret, kapkara bir kuyu
Gözlerimle seçemem, ellerimle tutamam
Hangi yoldan geçsem, hangi izden gitsem.
Kalbim, bir savaş meydanı
İyilikle kötülük çarpışır orada
Bazen iyilik galip gelir, bazen kötülük
Her zaferde yeni bir yara, yeni bir ders.
Yolumda yürürken, dengede kalmak
Ne kadar zor olsa da, ne kadar uzak
İyiliğin ışığına tutunmak istiyorum
Kötülüğün gölgesinden kaçarak.
Sonunda anlıyorum ki bu mücadele
Beni ben yapan, beni büyüten
Her iyilikte güç bulur, her kötülükte ders
Kalbimdeki teraziyi dengede tutmak için.
Beklediğin zaman mıdır doğru, seni bekleyen zaman mı? İşte benzersiz bir ikilem.
The Social Dilemma (Sosyal İkilem)
"Bir ağacın ölüsünün, canlısına kıyasla daha çok para ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Bir balina ölüsünün, canlısından daha değerli olduğu bir dünya burası...
Ekonomimiz bu şekilde işlemeye devam ettiği ve şirketler kontrol edilmediği sürece ağaçları kesmeye, balinaları öldürmeye, maden kazmaya, topraktan petrol çıkarmaya devam edecekler.
Dünyayı mahvettiğimizi ve gelecek nesillere daha kötü bir dünya bırakacağımızı bilmemize rağmen.
Bunlar ne pahasına olursa olsun kâr etme kültürüne dayanan ve her şirketin kendi çıkarına göre hareket etmesinin, en iyi sonucu yaratacağına inanılan kısa vadeli düşünme biçimi.
Korkutucu olan ve bir uygarlık olarak bunun başından beri ne kadar kusurlu bir teori olduğuna gözümüzü açmamızı sağlayabilecek son şey; artık ağacın da balinanın da bizler olduğunu görmemiz.
Hayatımızı dolu dolu yaşayarak geçirmektense, zamanımızı bir ekrana, bir reklama bakarak geçirdiğimizde şirketler için daha kârlı hale geliyoruz. Şirketler, güçlü yapay zekalar kullanarak dikkatimizi; amaçlarımız, değerlerimiz, yaşamlarımız gibi daha tutarlı şeyler yerine istedikleri şeylere çekiyorlar."
Bir yanda umut, bir yanda unut bu nasıl ikilem böyle...
Pervin Tek