İlk okuma: 02.01.2022
İkinci okuma: 08.05.2024
Bu kitabı ilk kez okumuş kadar duygulu hissediyorum. Atmosferi, alıntılarını her okuduğumdaki gibi, beni kaybediyor. Zweig'in hisleri tanımlama ve açıklama konusundaki başarısının da etkisi var bu konuda.
Mektubu yazan kadının tanıdık gelmesi tüylerimi ürpertiyor. Çevremizdeki insanlarda,yeni çıkan kitaplarda, yazılarda,sosyal medyada ve daha birçok yerde bu tarz tutkulu ve takıntılı insanlarla karşılaşıyoruz. Bir kısmıyla diyaloglar içerisindeyiz hatta bazen bu diyalog iç diyaloğa bile dönebiliyor. İnsanoğlu olarak ihtiraslı duyguların yaşattığı hazı seviyor,bunun bize verdiği zararları göremiyoruz. Bu görememe durumu, kitabı yorumlarken bile gözümüzü kapatabiliyor. Bazılarımız mektubu yazan kadının yaptıklarının saçmalığını veya adamın yaptıklarını eleştiriyor. Bence bunları eleştirmeden önce kadının ruhsal durumunu ve buna sebep olabilecek şeyleri düşünmeli, tartışmalıyız.
Saygılarımla