Efendinizin size olan bağımlılığının onun sizi sevmesini sağlayacağını sanmayın. Aslında size kızabilir ve sizden korkabilir. Fakat Machiavelli'nin söylediği gibi, korkulmak sevilmekten daha iyidir. Korkuyu kontrol edebilirsiniz; sevgiyi asla. Sevgi ya da dostluk gibi sinsi ve değişebilir bir duyguya bağımlı olmak sizi yalnızca güvensiz kılacaktır. Diğerlerinin size, dostluğunuza duyulan sevgi yerine sizi kaybetmenin doğuracağı şeylerden korkması nedeniyle bağımlı olması daha iyidir.
..insanın dili çok az kişinin egemen olabildiği bir canavardır.
Reklam
İktidar tahtına bir kez oturan politikacıyı, kısa sürede kendi dışında doğru ve iyiyi bilen olmadığına inandıran nedir?
Sayfa 296 - ÖtükenKitabı okuyor
That is wow
Bu gizli örgütün adı ‘Thule’ydi. Örgütün kurucusu ise Baron Rudolf von Sebottendorff’tu. Baron Sebottendorff da gerçekte ‘sonradan evlat edinilmiş’ Silezya asıllı biriydi. O da birçok sahte ad kullanmıştı. Gerçek adı Adam Alfred Rudolf Glauer’di ve saray soylularıyla hiçbir kan bağı olmayan sıradan bir ‘elektrik teknisyeni’ydi. Tarihçi John Toland’ın yazdığına göre, ‘çok esrarengiz bir adam’ olan Baron Sebottendorff’un karanlık hayatıyla ilgili çok az bilgi vardı. Rastlantı bu ya, Baron Sebottendorff da hem adını hem vatanını hem de inancını değiştirmiş bir adamdı. Thule adlı gizli örgütü kurmadan 7 yıl önce, 1911’de Türk-Osmanlı vatandaşlığına geçmişti. İlginçtir ki, Türk vatandaşlığına geçişinden bir ay sonra evlat edinilme yoluyla Baron Sebottendorff olmuştu. Sebottendorff bu kadarla kalmamış, bir de kendisinin ‘Bektaşi Babası’ olduğunu Almanya’daki belgelere geçirtmişti! Gerçek şudur ki, bu esrarengiz Türk vatandaşı, Alman Baronu olmasaydı ne Alman İşçi Partisi (DAP, sonra NSDAP) ve Hitler ne de Holokast olurdu. Adolf Hitler’e iktidar yolunu açan (Wegbereiter) ilk şahıs işte tarihe ‘çok esrarengiz’ diye kayıt düşürterek geçmiş olan bu adamdır. Hitler, 1919’dan 1936’ya ve sonrasına kadar hep bu esrarengiz Baron’un kurduğu gizli örgütün üyeleri tarafından korunmuştu. Hitler’in avukatı ve Nürnberg’de idam edilmeden önce Hitler’in ailesiyle ilgili yahudilik iddiasını ortaya atan Hans Frank da Baron’un kurduğu Thule’nin üyesiydi.
Sayfa 122 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okuyacak
Ortaçağda bir dönemde adı kayıtlı olmayan bir paralı asker (con-dottiere) Siena kentini yabancı bir saldırgandan kurtardı. Siena vatandaşları onu nasıl ödüllendirebilirdi? Hiçbir para ya da şeref kentin özgürlüğünün değeriyle kıyaslanamazdı. Şehrin vatandaşları askeri şehrin lordu yapmayı istediler, fakat bunun bile yeterli olmadığını düşündüler. Sonunda bir tanesi meclisin önünde durup bu konuyu tartışmaya açtı ve, "Onu öldürüp koruyucu azizimiz olarak ona ibadet etmemize izin verin," dedi ve böyle yaptılar.
Kontrolları dışındaki şartlar nedeniyle yıkılanlar onlara verebi leceğimiz her türlü yardım ve anlayışı hak ederler. Buna karşılık bir de şanssızlık ya da mutsuzluk içinde doğmayan, ama yıkıcı hareketleri ve diğerleri üzerindeki rahatsız edici etkileri nedeniyle talihsizliği ya da mutsuzluğu Üzerlerine çekenler vardır. Eğer onları ayağa kaldırabilsek, kalıplarını değiştirebilsek harika bir şey olurdu, fakat çoğunlukla içimize girip bizi değiştiren şey bu kal ıplardır. Nedeni basittir: İnsanlar ruhsal durumlara, duygulara, hatta birlikte zaman geçirdikleri diğerlerinin düşünce tarzına karşı bile aşırı derecede hassastırlar.
Reklam
Halk sizin için bir kukla yığını. Yeter ki iktidar sizin olsun...
Sayfa 155Kitabı okudu
Ne yazık ki "demokrasi" adı verilen bir manipülasyon oyunu, orta zekalıların elinde mutlak bir iktidar aracı haline geldi. Platon'un "Ülkeleri filozoflar yönetmeli" tezi, "Ülkeleri orta zekalı lumpenler yönetmeli" ilkesine dönüştü.
Bunları tutuşturan hırs o kadar zavallı bir hırs ki her ikisi de iş başında olmadıkları zaman daha özgür, daha kuvvetli birer şahsiyet oluyor: çünkü iktidar konumuna çıktıkları zaman ancak senato ve mebusan meclislerinin keyiflerine, halkın ihtirasına ve maliyecilerin çıkarlarına yüz kızartıcı bir itaat, horgörülmesine bir boyuneğiş göstermekle yerlerinde durabiliyorlar.
Sayfa 80 - Dorlion
Çayırlar zarif bir davetli kalabalığıyla kaplıydı, gölgelerde fraklar hareket ediyor, asker elbiselerinde kordonlarla nişanlar parlıyordu; otların üstünde zarif hareketlerle aydınlık şekiller kayarak arkalarında güzel kokulardan izler kalıyordu. Quatrefeuilles'un gözüne talih heykelinin altında konuşan başvekille selefi ilişti: "İkisi de talihsiz, dedi; biri iktidar konumunu kaybettiğine yanıyor, biri de kaybetmek ihtimalinden titriyor."
Sayfa 79 - Dorlion
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.