Yorgun Savaşçı, Kemal Tahir'in önemli romanlarından biri. 1. Dünya Savaşı bitmiş, Kurtuluş Savaşı henüz başlamamış. Romanın kahramanı yani yorgun savaşçımız Cehennem Topçu Yüzbaşı Cemil’in, İstanbul'a dönüşüyle başlıyor kitap. Çok zor bir dönem. Önce İstanbul, sonra Anadolu var.
İstanbul faslında mağlubiyetin faturasının İttihatçılara
Seninle Botan vadisinde bir patika,en entel birikimimizle lümpen şiirler okuyup kaçak çayın demlik dibini Dicle vadisinde görecektik. Suriçinde yağmur koşuşturmalarına şahit olup ara sokaklarda Ciwan'ı duyacaktık. Suretimizde saat 4'de kapanan dengbej evine yetişememenin çaresizliği.. Yeşil,taze bir yaprağa düşen yağmur damlacıkları gibi saçlarına çiy düşmüş sevgilim,oysa sen sabahın 5'indeki tüm yeşil yapraklardan daha güzelsin.. Kesk sor u zer'den saç uçlarına boncuk takmak zorunda değilsin. En sade halinle Kürt düğünlerini yöresel kıyafetleriyle süsleyen tüm kadınlardan güzelsin. Ne dersin vatanım ilan edeyim mi seni?
Ve seni düşünürüm,
Karanlık, hırslı...
Seni, cihanların aziz meyvası.
İlan-ı aşk makamında bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin...
- Bu davul zurna sana çalınıyor. Sen Arap'ın övünmesine bakma... Ruşen'le Çeşmifelek bu evin eski metalarıdır, periler artık onlarla ilan-ı aşk ede ede usandı.
- Hanımefendiciğim, beni korkutuyorsunuz. Ben erkeğin insanından bile hoşlanıp kocamla geçinemedim. Şimdi periye nasıl varacağım?..
''Ben hepsini düşünürüm,
Yirmidört saat
Ve seni düşünürüm
Karanlık,hırslı...
Seni,cihanların aziz meyvası.
İlan-ı aşk makamından bir mısra,
Yeşerip,kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin...''
Ben hepsini düşünürüm,
Yirmidört saat
Ve seni düşünürüm,
Karanlık, hırslı...
Seni, cihanların aziz meyvası.
İlân-ı aşk makamından bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin...
Kendisine ilan-ı aşk edenin hangimiz olduğunu bilmiyor, ama sanki umursamıyor da artık bunu; hangi kaptan içtiği de önemli değil, önemli olan sarhoş olmak.