Beklenen an geldi! Aynen öyle çünkü bu kitabı o kadar uzun süre kitaplığımda beklettim ki biraz daha okumasam ayaklanarak odayı terk edecekti. Peki bu bekleyişe değdi mi?
Kesinlikle evet.
Profil fotoğrafımdan anlamışsınızdır ama anlamadıysanız da söyleyeyim. Ben bir Güzel ve Çirkin aşığıyım. Başta klasik animasyon olmak üzere hikâyenin her versiyonuna bayılıyorum. Dikenler ve Güller Sarayı da bu aşık olduğum hikayenin bir uyarlamasıydı. Haliyle sevmemek elimde olmadı. Gerçi öğrendiğim kadarıyla serinin diğer kitaplarının artık bu uyarlamayla bir alakası yok. Ama hiç önemli değil çünkü bana bu kadarı bile çok güzel geldi.
Baş karakterimiz Feyre iki ablasi ve babasına bakmak için avlanırken bir peri öldürüyor ve bunu telafi etmek için bir peri olan Tamlin'in yanında yaşamaya mahkum oluyor. Ve kendini bir anda büyüyle dolu bir dünyada bularak maceraya başlıyor.
Büyüler, balolar, yüce lordlar, festivallerle dolu bu kitapta bol miktarda aşk, ihtiras, intikam ve savaş da var. Oldukça akıcı ve evren tasvirleri hem detaylı hem de sıkmıyor. Kitabı okumam 3 günümü aldı. Fantastik roman okumayı sevenlerin mutlaka okuması gerek diyorum ve bana bu kitabı ısrarla öneren tüm arkadaşlarıma beni bu kadar iyi tanıdıkları için kocaman sevgilerimi gönderiyorum. Bir sonraki kitabı iyi ki önceden almışım çünkü Rhysand'i acilen daha çok tanımam lazım gibi bir his var içimde. Fanartlar nedeniyle minik spoilerlar yediğimden kitaptan beklentim de arttı. Ben kitabıma gömülürken sizleri de bu yorumla baş başa bırakıyorumm.