Aldanmak üzerine:
Bugün de karbonhidrat ve şekere aldandım... Ne ilginç bir kelimedir aldanmak: "Al sözcüğü Eski Türklerin Budizm Manihaizm gibi dinleri seçtiği dönemlerde anlam kötüleşmesine uğrayıp hile, dalave karşılığında yaygınlaştı. Al sözcüğünden önce aldamak fiili, ardından da aldanmak ve aldatmak türedi. 'Aldanmak, aptallık değildir. Aldanmayacağını sanmak aptallıktır.' Peyami Safa" Hatice Şirin (s. 228)
Ernest Hemingway
Ernest Hemingway’in yine kendi gibi bir yazar olan James Joyce ile yakın bir dostluğu vardı. Sık sık çıktıkları bar akşamlarında, Joyce genellikle kavgaya karışırmış. Hemingway de arkadaşı için sürekli birilerini dövmek zorunda kalmış. Bir defasında da kendi hakkında olumsuz eleştiri yapan bir yazar eleştirmenini ilk gördüğü yerde tekme tokat dövmüş. Bitti mi sandınız? 1944 yılında bir dergi için savaş muhabirliği yapmış. Ancak yasalara aykırı olmasına rağmen kuralları çiğnemiş ve bir asker gibi davranmış. Söz dinlemez bir serseri oluşu onun mahkemede yargılanmasına yol açmış. Ancak savaş bittikten sonra bronz madalya almayı da ihmal etmemiş. Hemingway hakkında başka bir ilginç bilgi ise ava olan merakı. Özellikle silahları kullanarak yaptığı balık avları o zamanlar adının çok duyulmasını sağlamış. Bir keresinde de köpek balığıyla girdiği mücadelede, silahını kullanırken yanlışlıkla kendini vurmuş. (Alıntı) #yazarlarhakkındailginçbilgiler
Reklam
Kadın adeta tüm sistemin bir özeti olarak görülmeli ve öyle çözümlenmelidir. Kapitalist toplum nasıl tüm eski istismarcı toplumların devamı ve zirvesi ise, kadın da tüm bu sistemlerin köleleştirici etkisinin zirvesini yaşar. En eski ve en yoğunlaşmış hiyerarşik ve devletçi toplumun baskı ve sömürü cenderesinde biçimlenen kadını anlamadan, toplumu
Gölgeler Şehri
"Ne kadar ilginç; kiminin alışkanlık ya da rutin diye önemsemedigi, umursamadigi hatta şikayet ettiği yaşamı, diğerinin hayalî.."
Michel bazen dışarı çıkıp gençleri ve binaları inceliyordu. Bir şey kesindi; bazıları seferber olmuş bir davanın peşinden koşar gibiydi,sanki yaşamları anlam yüklüydü. İlginç olaylarla süslü yaşamları genel olarak eğlenceli ve yoğun görünüyordu. Prezervatifler bazen kayıyor ya da patlıyordu. O zaman AIDS'ten ölüyorlardı. Çok sayıda eşleri vardı,backroom'larda düzüşüyorlardı. Ama ölümlerinin bile militan ve saygın bir yanı vardı. Michel gençken,acı çekmenin insana ek bir saygınlık kazandırdığını sanıyordu. Şimdi kabul etmek gerekiyordu: Yanılmıştı. İnsana ek bir saygınlık veren şey televizyondu. Michel Houellebecq
Beyaz Geceler
Beyaz Geceler
Hiç gelmeyecek birini bekler misiniz, sizi sevdiğini sizinle yeni bir başlangıç kararı alıp sizi o an terk eden birini. Karakterimiz bekliyor, fakat kendi hayalinde bu durumu güzelleştirerek ilginç bir aşk hikayesi.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.