Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahip olmak ya da olmak 4
Bir din, insanı doğru yönde davranmaya yöneltebiliyorsa, bir sürü doktrin ve ideoloji yığınından daha yararlıdır. Temel dinsel davranış biçimimiz, karakter yapımızın bir belirişi olarak da de- ğerlendirilebilir. Çünkü biz, yücelttiğimiz değerlere bağlıyızdır ve bizim davranışımıza yön veren, bu yüceltilen şeylerdir. Bi- reyler çoğu kez toplumda
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
1736 tarihli bir Osmanlı- İran savaşının sonunda anlaşma zemini aranır. İran, Caferiliği beşinci mezhep olarak Osmanlı Devletine kabul ettirmek ister. Osmanlı Devleti, bu tekliften vaz geçip diğer şartlarda uzlaşabilmek için İran'a bir elçi göndermek ister ve beylerbeyi Mustafa Bey görevlendirilir. İran, gelecek olan elçinin üç tuğlu yani
Tahmas Kulu Han'ın Tevarihi
Tahmas Kulu Han'ın TevarihiTanburi Arutin · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 01 okunma
İlginç bir bilgi
Endonezya dilinde -ler, -lar eki yokmuş. Bunun yerine kelimeyi iki kez söylüyorlarmış. İnsanlar yerine insan insan diyorlarmış..
60 syf.
5/10 puan verdi
Öncelikle kitabı ekleyen kütüphaneci arkadaşa teşekkür ediyorum. İncelememe kitabın kapağından başlamak istiyorum. Kapak içeriği değil bildiğiniz kapağından. Kapağı dokunduğunuzda çok güzel bir hissiyat veriyor cidden kaliteli bi kartonla yapılmış. Kitap incelemede kasıt bu değil belki ama kitabı fiziksel bir forma sokan kağıdı da bir kez olsun değerlendirmek istedim. Yazarın kapak içeriğinde seçtiği resimi aşırı yaratıcı veya entresan bulmayacağım. Ama tek ilginç bulduğum şey arka kapaktaki kendi beyaz-siyah kalitesiz resmi (siyah beyaz değil cidden beyaz siyah) ve şu yazısı "09.06.1957'de İstanbulda doğdu... Halen yaşıyor!". Kendi biyografisini böyle özetleyene rastlamadım daha önce -ki internette de ona dair hiç birşey bulamadım- ve "halen yaşıyor" ifadesi ama ölünce bu ifade artık doğru olmayacak filan diyebiliriz ama kitap var olduğu sürece hep yaşayacak aslında bu bütün kitaplar ve yazarları için böyle. Bunu hatırlatıyor bize adeta. Baskısı olmayan hatta bağımsız olarak basıldığı için eseri bulamayacak insanlara bilgi vereyim kitap şiir kitabı. Şiirlerinden bir gecekondu mahallesi ve bir arabesk bir hava alabiliyoruz. İsyankar, öfkeli, bıkmışlık çok yoğun işleniyor şiirlerinde. Yer yer mahrem kelimlere kullanıyor ve beni rahatsız eden bir kısım oldu bu. Ama yazar muhtemelen bunu dediğimi duysa "Mahallenin Kızı" şiiri ile bana cevap verirdi. Ama onun haricinde yaşanmış aşk, melankoli insanı ümitsizliğe sürüklemeden işlenmiş. Sade bir dil kullanmış şair. Beğendim mi kitabı genel olarak hayır. Zaten isteseniz de bulmanız zor bir eser.
Yanlış Olan Zamandı
Yanlış Olan ZamandıHulusi Taşkıran · Can Matbaa · 19971 okunma
223 syf.
·
Puan vermedi
“Konuşmak istiyorum” dedi. Konuştu. Onu dileyin. Okuyun. Anlatın. Yaşatın! Bir insanın kelimeleri içinde tutması, nefesini yağlı urgan yerine koyması o kadar zor ki... Boğazınıza bir şey asıllıdır, yumru hissedersiniz ama nefes alamazsınız, boğuluyorum dersiniz ama bunu fiziksel anlatamazsınız. Zordur hem arkada durmak hem de arkada gölge
Konuşmak İstiyorum
Konuşmak İstiyorumDomitila Chúngara · Belge Yayınları · 19861 okunma
Reklam
İlginç Bilgi
"Bir erkeğin aşkı çok şaşırtıcıdır. Her zaman öyledir. Sıradan bir kadına aşık olur ve kayıtsız şartsız kabul eder, o yeryüzünün en eşsiz varlığıdır. Eşsizliği tüm diğer kadınlarla aynıdır. Oysa her kadın başka türlü bir derinlik, başka türlü bir kuyudur. Ve açını iyi ayarlamasını bilirsen her kadın kendi dünyasında çok katmanlıdır. Sırf bir dünya kurabildiği için. Bir dünya kurmayı bildiği için. Belki dünyayı küçük bir avuca sığdırdığı ve o avucu erkeğin ellerine sakince bırakabildiği için."
Sayfa 80 - Doğan KitapKitabı okuyor
#Her gün yeni bir bilgi #
Bugün ilginç bir bilgi öğrendim ve sizinle paylaşmak istiyorum. Gerçekliğinden tamamen emin olmasam da, araştırdığım kaynaklara göre doğru görünüyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın sofrasına sadece Baki oturmuş. Padişahın eşiyle ve çocuklarıyla bile aynı sofrada oturmadığı söylenir. Bu bilgi ilk başta tuhaf gelebilir, bende şaşırdım şahsen ancak doğru bir kaynak olduğuna inanıyorum. Ünlü Osmanlı şairi Baki (Mahmud Abdülbaki), Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminde önemli bir divan edebiyatın 16. Yüzyıl şairiydi ve padişahın himayesinde bulunuyormuş. Kanuni'nin Baki'yi çok sevdiği ve ona büyük değer verdiği biliniyor. Bu nedenle, Baki'nin Kanuni'nin sofrasına oturan tek kişi olduğu rivayet ediliyormuş.
İnsanların, bitkilerin, hayvanların, cansız varlıkların ve bir de eğer varsa göremediklerimizin de içinde bulunduğu bu Dünya gezegeninin kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı ekvatorda saatte 1.670 km olarak hesaplanmış. Evet, yanlış okumadınız, saatte 1.670 km! Bu, ses hızından da yüksek bir hız manasına gelmektedir. Bir örnek vermek gerekirse,
Sayfa 12 - Yüzleşme YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.