Ahvalimiz malûm, hüzün; günlük hayatın telâşesinden uzaklaştığımız her lahza gelip konuyor omzumuza. Gecenin bu saatinde biraz bir şey okuyayım dedim. Kitap umuttur, bazen de dünyanın dertlerinden kaçmanın bir yoludur.
Edebiyat öğretmeni bir dostum daha geçen cuma Türk edebiyatının en sevdiği üç hikayesini söylemişti bir sohbet sırasında. Sait Faik'ten Mahalle Kahvesi, Sebahattin Ali'den Beş Kuruşa Ayran, Mustafa Kutlu'dan Beyhude Ömrüm. Hepsi de okuduğum hikayeler.
Bu gece uyumadan birini seçip bir kez daha okuyayım diyorum. Beyhude Ömrüm oldukça uzun, vakit geç,sabah okul..Mahalle Kahvesi'ni okur yatarım diyorum...
Unutmuşum, hakikaten unutmuşum; okuyunca iyice kaçıyor uykum.
Merhum İlhami Çiçek'in mısrası düşüyor aklıma yine,
"Yalnız hüznü vardır kalbi olanın"
Biz aşkla başı dönmüş iki çocuk
Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
Yarabbi ne güzel sevişiyorduk
Dünyayı aşktan ibaret sanarak..
Kim ne karıştı, ne istedi bizden
Göz mü değdi ne oldu sevdaya.
Ayırdılar bizi birbirimizden
Hem de göz göre yürek parçalaya..
Aşktı bizdeki onlardaki mantık
Onlardan yana çıktı kahpe felek.
Birer kalp bıraktılar bize kırık
Ömrümüzce gözyaşı döktürecek.
(Cahit Sıtkı Tarancı - Kırık Kalpler)