Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruhları emrimize sokmayı öğreten bir ilim olabilir mi ?
Sultanu'l ulema : İzz bin Abdisselam
Barınacak bir evi dahi olmadığından Emevi Camisi'nin külliyesinde kalıyordu. Yirmi yaşını geçkindi. Bir gece ihtilam oldu. Çok soğuk bir hava olduğu halde, gece caminin havuzunda yıkandı. Tekrar yattı. Sabaha doğru ikinci defa ihtilam oldu. Tekrar aynı soğuk suyla banyo yaptı. Sabaha doğru hastalandı. Yattığı yerden çıkamayacak hâle geldi. Onun bu durumuna vakıf olan bir Müslüman, böyle soğuk bir havada yıkanmayıp teyemmüm de yapabileceğini söyledi ona. Çok üzüldü. Böyle bir kolaylık olduğu halde onu bilemeyişinden utandı. İyileştikten sonra, en yakın medresenin yolunu tuttu. Bu olayın kendisine, Allah tarafından ilme yönelmesi için bir işaret olduğuna inandı. İlim yoluna girdi. Kırk yaşlarına geldiğinde fetva verebilecek seviyeye ulaştı. Bir gece bahçesinde ihtilam olduğu ve soğuk suyla banyo yapmak zorunda kaldığı Emevi Camisi'ne hatip olarak tayin edildi. Oradan hakkı haykırmaya başladı. İzz, geç başladı. Emsallerinin bitirdiği yıllarda o elif cüzünden başlamıştı. O yürüdü, emsalleri durdu. Sonunda yarışı kazanan, ilmin hakkını en güzel şekilde veren, adı tarihe altın harflerle yazılmış bir âlim oldu.
Reklam
dört kaide
"Şunu hafızana kazı, evlat: Dünya dört şeyin üzerinde durur..." İri eklemli dört parmağını kaldırmıştı. "... Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti,haklıların duası ve yiğitlerin cesareti. Ama hükmetme sanatını bilen bir hükümdar olmadan..." Parmaklarını indirip yumruğunu sıkmıştı. ".. Bunlar hiçbir işe yaramaz. Bunu bağlı olacağın ilim haline getir!"
İlim sadece üniversitede değildir. Bazan yer yüzü bir üniversite olur, ilim, beşikten mezara kadar tahsil edilir.İlmin yücelttiği insanlar çoktur.
Câmiu Beyâni'l İlm"de (2128) rivâyet edildiğine göre Abdulazîz b. Ebî Hâzim şöyle demiştir: Babamı şöyle derken işittim: "Önceki zamanlarda âlimler şu hâldeydi: Bir âlim ilim yönünden yukarısında bulunan biriyle karşılaştığı zaman o gün ganîmet günü olurdu. Kendisi gibi biriyle karşılaştığı zaman onunla müzakere ederdi. Kendisinden aşağıda bulunan biriyle karşılaştığı zaman ona karşı büyüklenmezdi. Tā ki bu zaman oldu! Adam yukarısındaki kimseyi kınar oldu. Bunu yapmaktaki maksadı onunla ilişki kurmamak, böylece insanların kendisinin ona ihtiyacı olmadığını görmesini sağlamaktır. Yine adam dengi olan kimseyle müzakere etmez oldu. Aşağısında bulunan kimseye karşı büyüklenir oldu. Böylece insanlar helâk oldu!"
Resûlullah (asm) söyle buyurmuşlardı: "İlim öğrendiğiniz kişilere karşı çok mütevazi ve hürmetkâr olun."
Reklam
Cemal savaşı sadece siyasî bir Hadise olmayıp daha sonra ortaya çıkacak siyasî ve itikadî mezheplerin tartıştıkları önemli meseleler sayılan amelin imandan bir cüz olup olmadığı büyük günah işleyenin akıbeti gibi tartışmalara ve ihtilaflara zemin teşkil etmiştir(101) dolayısıyla savaş ve savaşa iştirak edenlerin dini ve dünyevi durumları mezhepler
Sayfa 268
Türkiye'de Ziya Gökalp'ı en iyi bilen insan Fındıkoğlu idi. Bu konuda Türkçe ve Fransızca bir hayli inceleme yayınlamış ve onu ilim gözüyle etüd etmişti..."
Zeki Velidî Togan: Zeki Velidi, tarihçilik ve Türk Dünyası konusunda Atsız'ı en çok etkileyen kişidir. Atsız, lisans döneminde hocası da olan Zeki Velidi ile asistanlık yıllarında çok yakın çalışmıştır. Togan'ın eski harflerle yazılmış notlarını o yıllarda Atsız okuyup temize çekmiştir. 1939'da Togan yurt dışından döndükten sonra da
İlim meclisinde, aradım kıldım taleb. İlim en geridedir, illâ edep illâ edep.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.