- İbrahim b. Ethem şöyle der:
Sözlerimizde fasih konuştuk ve hata etmedik, ama amellerimizdeki fesahati yapamadık da onda hata ettik.
Tarihu Medineti Dimeşq 4229.
• Ömer b. Hattab ( Ra ) demiştir ki :
Kur'an okuyan o kimseler sizi aldatmasın, o ancak kendiyle kelam edilen bir kelamdır. Lakin siz onunla amel edene bakıp gıpta edin.
Sunenu Said b. Mansur 127.
Meşayıhtan birisi demiştir ki:
"Cüneyd el-Bağdadî'ye: "Ya Ebe'l-Kasım, bazılarında lisan/konuşma var, kalp/düşünce yok," dedim. Cüneyd: "Böyleleri çoktur," dedi. Ben: "Bazılarnın kalbi var ,dili yok!" dedim. Cüneyd:" Evet, bazen de böyle olur, fakat birkimsede kalpsiz yani düşüncesiz dil olursa bu beladır. Kalp tefekkür ve düşünce olurda, dil/söz olmazsa bu bir nimettir," dedi. Ben: "Hem(hakkı konuşan) bir dil, hemde (tefekkürle düşünen) bir kalp olunca nasıl olur? deyince: "Bu, bal gibi en iyisidir," dedi.
Ali bin Ebî Tâlib (r.a.):
“İlim eyleme(amele) çağrıda bulunur. Böylece eğer o, ilme icabet eder ise,
onlar(ilim ve amel) bir arada olur, kaynaşırlar; eğer o, ilmin çağrısına cevap vermez
ise, ilim ondan ayrılır.”
Ebu Kulabeh, Eyuba şöyle dedi:
“ Ey Eyüp! Eğer Allah sana ilim takdim ederse, sen Allaha ibadeti takdim et.
Ve senin uğraşın sadece ilmi insanlara anlatmak olmasın.”
Ebu Abdullah Er-Rozebari:
“ilim, amele tabidir, ve amel de ihlasa tabidir. Ve her şeyi(ameli) ihlasla Alah
için yapmak, Allahı (Rab ve ilah olarak) anlamayı sağlar.”