Dahası o ilk karşılaşma, o gizemli… nasıl desem, onun ışığından bana, gölgeme ulaşan mesaj haftalarca aklımdan gitmedi.
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013.9k okunma
Sufilerin yolculuk üzerine beş kuralı
1. Bu koskoca ve mükemmel yaratılış serüveninde hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Karşımıza çıkan her insan bize bir şey öğretir.
2. Yola, saf niyetle, anlamak ve öğrenmek üzere çıkar, kibrinden kendini arındırıp ilerlersen mutlaka sana bilmen gerekeni öğretecek bilge insanlarla karşılaşırsın.
3. Her yolculukta zorluklar vardır. Aksi düşünülemez. Ancak, karşına çıkacak zorluklar ve engeller, senin zayıf düşürmek için değil, eğitmek ve olgunlaştırmak içindir.
4. Ebette her canlı, her insan bu dünyaya bir amaç için gelir, herkes kendi amacını gerçekleştirmek için yaşar. Bu nedenle her kişi, onu amacına götürecek işaretleri okuyabilmeli, takip edebilmelidir. Hayatı okumak Kur'an'ın ilk sözünü bilmekle başlar: Oku!
5. Bitişler, yok oluş değildir. Aksine... Ölüm bile bir bitiş değil yeni bir başlangıçtır. Şu hayatta her şeyin bitişi her zaman daha hayırlı bir şeyin başlangıcını vesile olur. Yeter ki sen olanı gör.
Sayfa 42
Sabır, ilk karşılaşma anıdır.
Sabır, kırılmanın bağrında başka bir zamana kapı aralayabildiğinde insanın kaderini değiştiren güçtür.
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Bu senin yolun ya da yok oluşun.
Böyle sorulara alışmıştım artık. Gelen her yabancıyla ilk karşılaşma öncesi, genellikle kendimi hazırlardım. Bu ihtiyara da, yüzümde yapmacık bir gülümsemeyle diğerlerine verdiğim cevapları verecektim: Cumhuriyet diyecektim, devrimler diyecektim, Türkiye’de kadınların seçme seçilme hakkını Avrupa’daki birçok ülkeden önce aldığını, üniversite hocalarının yüzde kırkının kadın olduğunu anlatacaktım. Bu ülkede yarım asırdan fazladır fes giyilmediğini, erkeklerin dört kadınla evlenmediğini, Türklerin Arap olmadığını, İstanbul’da çöller ve develer bulunmadığını, kışın soğuktan herkesin kıçının donduğunu ve bunlar gibi bir sürü cümleyi ardı ardına sıralayacaktım.
