Gençlik, Anılar, Dayak...
Biraz kafamızı dağıtalım mi? Gündem karışık, insanlar stresli, ekonomi.... seçimler...vatan haini!... “şu”cu-“bu”cu... ohooo say say bitmez! İşte bunlardan sebep, nasılsa iş olacağına varır deyip olacağına varmışlardan söz edelim biraz. Son zamanlarda çok güzel öykü denemeleri okuduk sitede ya hep hüzünlendik, bakalım gülümseyebilecek miyiz? Siz
Alıntıdır… “İnsan”olmayı öğretebilen herkese ithafen :))
Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. ‘Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun’ demişler. Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Sonuçta hepsi çocuk işte. Kırmışlar yavrucağın kalbini. Çocukların güzel yanıdır gönülleri, kırılsa da çok, hemen toparlanmaya meyillidir. Yetişkinlere benzemez,
Reklam
Önyargı
Bir gün bir öğretmen tahtaya şöyle yazdı: 9x1 = 7 9x2 = 18 9x3 = 27 9x4 = 36 9x5 = 45 9x6 = 54 9x7 = 63 9x8 = 72 9x9 = 81 9x10 = 90 Yazmayı bitirip sınıfa döndüğünde bütün sınıf ilk sırada yapmış olduğu hata yüzünden kendisine gülmekteydi. Herkesin sessiz olmasını bekledi, sonra da ekledi: ‘’ İlk işlemi bilerek ve özellikle hatalı yazdım. Sizin hatanız olmadan önce dünyanın size nasıl davranacağını göstermek için! KİMSE dokuz kez doğru cevabı yazdığım için beni övmedi, KİMSE beni tebrik etmedi, ama HERKES yapmış olduğum tek HATA nedeniyle beni yargıladı ve bana güldünüz. İşte ders bu: İnsanlar yaptığınız yüzlerce doğru şeyi anlamaz, takdir etmez! Ama yaptığınız tek bir hata sebebiyle sizi yargılar… Başarıları için insanlara değer vermeyi öğrenmeliyiz! Iskalamaktan çok isabet ettiren ve sonunda sadece BİR hatası ile yargılanan ve diğer DOKUZ doğrusu değerlendirilmeyen insanlar.
Yazmaya nasıl başladınız ?
Yazmaya 13 yaşında başlamıştım, Türkçe öğretmenimin ön ayak olduğu bu serüven bir kompozisyon ödevi ile başlamıştı, yaz tatilimizin nasıl geçtiğini anlatan bir kompozisyon yazacaktık, tüm sınıfa bu ödev vermişti fakat çoğu arkadaşım unutmuştu ya da bir kaç cümlelik anlatımlarla geçiştirmişti. Bende bir şeyler yazmış ödevimi teslim etmiştim. Ertesi gün büyük bir heyecanla sınıfa giren Esra öğretmen, gözlerinde parlayan ferle derse başladı. Tüm kompozisyonları okumuş ve aralarından 3 tanesini beğenmişti, çok geçmeden bir tanesini eline alıp okumaya başladı, “İki Mısır tarlasının arasından bir yılan edasıyla kıvrılıp giden toprak yol, beni en sevdiğim yere götürüyor…” diye başladı okumaya ve göz göze gelmiştik tüm kompozisyonu okuduktan sonra, bunu yazanın ben olduğunu sınıfa ilan etmişti. O an çok heyecanlanmıştım, ilk kitabım basılmış okuyucularıyla buluşmuş gibi tüm sınıf beni alkışlıyordu. Esra öğretmen ise bana sınıfın gizli forveti lakabını takmıştı. İşte o gün hem öğretmenimin hemde arkadaşlarımın takdiri ve desteğiyle yazmayı ve hayal dünyamdaki yaratımları kurgulayıp kağıda dökmeyi sevmiştim :)
Umudumuz Eğitim...
"Çünkü bir toplumun kadınları eğitimsiz olduğu sürece, başarıya ulaşma şansı hiç yoktur, Leyla hiç." Bu cümleyi okuyunca aklım istemsizce kitabın çok dışına çıktı ve uzunca bir süre de kitaba dönemedim. Sebebiyse Kendi gündemimize düşüp kalmış olmam. Bu cümleye tam anlamıyla katıldığımı söyleyemem çünkü, bir yerlerde çok sevdiğim bir ülke var ve orada çok uzun yıllardır, çocukların ve gençlerin büyük bir bölümü eğitim kurumlarına eğitimsizlik için gitmekte (benimde zamanında yaptığım gibi ilk hedef insani hazları tatmin etmek) ama bunun dışında da önemli bir eksik unsur var oda "eğitimciler" . Ne yazık ki hayatım boyunca karşıma çıkan öğretmenlerimin yüzde 10u kadarı bana birseyler kazandırmıştır. Allahta onlardan razı olsun. Bu arada bu iletimi okuyup öğretmen ya da eğitim düşmanı olduğumu düşüneceklerin bilgisine sunarım ki benim ailemde en çok değer verdiğim aile fertlerimden birkaçı öğretmen ve eğiticidir. Bununla beraber, biryerlerde birseyler öğrenmek veya öğretebilmek için çabalayan insanlar gördükçe içim kıpır kıpır oluyor. Demem o ki kitapların bize nerede ne vereceğini asla bilemeyiz. Örneğin
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem Güneş
bana buradan eğitim ve öğretimin hakkını veren gerçek eğitimcilere teşekkür etme fırsatı vermiştir. Umarım yeni nesil eskisinden çok daha (gerçek anlamda) eğitimli (gelişmiş) olur. Tek umudumuz eğitilmeyi ve eğitmeyi seven insanlar.
"Öğretmen, öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir."O öğretmenlerden olmanız dileğiyle... Tüm meslektaşlarımın Öğretmenler Gününü canı gönülden tebrik ediyorum.💐
Reklam
Güzel bi hikaye okumadan geçmeyin lütfen !!
Ne güzel ÖĞRETMENSİN SEN “Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. "Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun” demişler. Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Kırmışlar yavrucağın kalbini. Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı
Öğretmen
Ögretmenler: İnsanlar, her yaşta doğası gereği öğrenme çabası ile büyür. İnsanların hayatı öğrendiği en iyi yerlerden biriside okuldur. Okul, öğrencilerin ikinci ailesi, öğretmenler ise ikinci anne ve babasıdır. Öğretmenlik girilen derslerle sınırlandırılamayan önemli bir hayat mesleğidir. Kendinden evvel başkaları için yaşamak yalnızca onlara
Ahmed Arif, Sarılmak, Babam
Biraz önce
Kitapkurdu
Kitapkurdu
Hanım’ın,
Leylim Leylim
Leylim Leylim
yorumunu okuyunca aklıma Ahmed Arif’le ilgili güzel bir anım geldi. Sonra da uzun uzun düşündürdü. 90’lı yılların başında lise 2. Sınıftayken okulumuza bir edebiyat öğretmeni geldi. Hemen hemen yeni mezun sayılacak kadar genç ve
İyi ki doğdun Aytmatov
Bugün 12 Aralık. Büyük Usta Cengiz Aytmatov'un doğum günü. Ben bu vesileyle Aytmatov'un vefatı üzerine kaleme aldığım yazımı 1000 Kitap okuyucularıyla tekrar paylaşmak istiyorum. Herkese iyi okumalar... AYTMATOV'A VEDA "Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!" Aytmatov'un ölümü üzerine hissettiklerimi anlatmak çok güç.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.