Büyük Defter üçlemesi ile hepimizi sarsan Agota Kristof'un otobiyografik anlatısı Okumaz Yazmaz' ı bir oturuşta okuyup bitirdim.
.
40 sayfa, incecik bir eser. Ama koca bir yumruk olup oturuyor insanın boğazına. Tanıdık, güncel, insanı dair bir zihinde geziniyorsunuz kitap boyunca. Büyük Defter'deki gibi olanı olduğu gibi, süslemeden, ajite etmeden anlatıyor.
.
Öğretmen bir babanın 4 yaşından itibaren her şeyi okuyan kızıyken önce yoksulluk nedeniyle yatılı okula, ailesinden uzağa, sonra sığınmacı olarak gittiği başka Avrupa ülkelerine savuruyor İkinci Dünya Savaşı ve Rus işgali onu. Dilini bilmediği, okuyup yazamadığı başka memleketlere...
.
26 yaşında dil kurslarıyla ve Onur ödülüyle kazandığı Fransızca okuryazarlığı sayesinde edebiyat sahalarında varlığını kabul ettirir.
.
Sığınmacılığı, dilinden sürülmeyi, yabancılığı, yoksulluğu Ama en çok da bir kadının var olma mücadelesini sığdırdı bu 40 sayfalık dev eseri okumanızı sevgiyle tavsiye ederim
.
"Şifreli yazılarımı tuttuğum hatıra defterimi ve ilk şiirlerimi Macaristan'da bıraktım. Erkek kardeşlerimi, annemi babamı, haber bile vermeden, bir ve daha bile etmeden geride bıraktım. Ama hepsinden önemlisi o gün 1956'nın o Kasım sonu ,bir halka olan aidiyetimi kesin olarak kaybettim."
.