Gece'nin son mısralarına yaklaşıyoruz. Yalnızlığın verdiği huzur, yaşamın devam etmesi isteğinin bittiği nokta arasında. Son dakikalar, birbirini iki yıla bağlayan dakikalar. Ne gerektiriyordu şuan hayat? Ne istiyor? Yalnızlığın verdiği kalp çırpınışını sonlandırmak mı? Yoksa sadece ruhsuzluğun verdiği huzuru mu? Yoksa sâdece düşünmemek mi gerekiyordu? Tek dert gelecek saatler mi olmalıydı? Bunların hangisi gerekli bilemeyiz. Şayet hayatın bahşettiği şu dakikalar, kimsenin yapmayacağı şeyler ile dolduruldu. İnsanların taşlaşmış kalpleri, azda olsa gerçek dünyadan sıyırarak mutluluğa erişti.