sadece vasıf
@ilmitalim5
****************
Yaşantını kimden öğrendiğine bak.
-Benim size Hüsn-ü Zan'nım var.-
137 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Ayasofya Yarım Kalıyor
Yüzlerce mimar ve mühendis, binanın muhtelif yerlerinde ustalığını ve hünerini gösterir. Ama bütün mimarların lideri Ağnados idi. Başmimar, yapıyı muhteşem bir plan üzere inşa ediyordu. Sonunda bu büyük mimari şaheser, kisra kemeri gibi dört kemer ayaklarına kadar tamamlandığı sırada mimarbaşı Ağnados bir gece ansızın ortadan kaybolur. Bu esnada Hazret-i Hızır da meydanda görünmez. Meğer Mimar Ağnados, kıyafet değiştirip Kızılelma diyarına varır ve orada da başka bir mabedin inşasına başlar. Onu da yarısına kadar yedi yılda tamamlayarak bir gece oradan da ansızın kaçıp yine İstanbul'a gelir. Ayasofya'yı yaptıran Kral Vezendon'un kızı, başmimarı karşısında görünce:
- Niçin benim binamı yarım bıraktın, diyerek başmimarı bir hayli azarlar.
Bunun üzerine Başmimar Ağnados:
- Hakikaten bu gibi ağır, büyük bir binanın temelinin sağlam olması için kırk yıl sabredip beklemek, daha sonra kubbeye başlamak gerekir. Şimdi bu binayı tamamlamaya geldim.
Herkesin Hayır Duasını Aldım
Daha sonra, mecliste bulunan herkesin mübarek elini öptüm. Her birinin hayır duasını aldım.
Kiminin mübarek eli misk gibi, kimi amber, kimi sümbül, kimi gül, kimi reyhan ve kimi safran, kimi menekşe, kimi karanfil gibi kokardı.
Bizzat Hazret-i Resul'ün kokusu, safran açılmış gül gibi kokardı. Sağ elini öptüğümde sanki pamuk gibi kemiksiz mübarek bir el idi. Diğer peygamberlerin elleri ise ayva gibi kokardı.
Hazret-i Ebûbekir es-Sıddîk'ın mübarek elleri kavun gibi kokardı. Hazret-i Ömer, amber kokusu gibiydi. Hazret-i Osman'ın menekşe gibi kokusu vardı. Hazret-i Ali'nin kokusu yasemene benzerdi. İmam Hasan karanfil, İmam Hüseyin beyaz gül yaprağı gibi kokardı.
Rıdvânullahi Teâlâ aleyhim естаîn (Allahü Teâlâ onların hepsinden razı olsun).
Olması gereken: Tevekkül / Olan: İsyan
...yolculuğu için dayanması gerekecek son yer burası olacaksa, buna sonuna kadar razıydı.
Okur Takip Önerileri
(a)sosyal medyanın özeti
Herkes âdeta kabuğunu delmeye çalışan bir elma kurdu gibi kendisini dışarıya çıkarmaya çalışıyordu.
... "Beni seç!"
Hedefe varmadan hissettiğimiz...
...önceki son durağın içindeydi. Kapalı, fer saçan, serinliğiyle seni koruyup kollayan koca bir kutu...
Sayfa 20
İçlerinin de dışları gibi olduğuna eminim.
Sayfa 19
Takdim
...
Polisiye romanlarda sürükleyici anlatımın yanında "kusursuz cinayet yoktur" anlayışı hâkimdir. İşlenen hiçbir suçun cezasız kalmayacağına dikkat çekilir. Bu yönüyle polisiyeler, insanlar arasında adaletin önemini savunmakta ve adalet duygusunun kuvvetlenmesinde mühim rol oynamaktadırlar. Her suçun arkasında mu- hakkak bir delil bıraktığına dikkat çekilerek suçtan uzak durulmasına vurgu yapılmaktadır. Hikâyeler, arka plan- da okuru toplum düzenine uymaya özendirmektedir. Tür bu yönüyle, suçlunun muhakkak cezasını çektiği, haklı olana hakkının verildiği tarzda anlatımlarla, düzen aracı olarak görülmüştür.
...
Üslûba bakar mısınız ◕‿◕
Biga Beyi Hüsam Bey'e hüküm ki Senin yararlığın ve devlete hizmette gayret ve azim üzre olduğun bana bildirildi. Yüzün ak olsun. Filvaki, senden beklenen dahi böyle güzel hizmetler idi, zuhura getirilmiş...
Bundan sonra dahi var kuvveti pazuya getirip (çok gayret edip) mizacınızda var olan cesaret ve zekice yiğitlik icabı olarak gece gündüz düşmanın her türlü harekâtını gözetip bu hususta, Sığla beyi olan Mustafa ile yek-dil ve yek-cihet (tek yürek ve ahenk içinde) hizmet edin.
Sayfa 10
ilim tahsili kadın erkek herkese farzdır.
Cahilin bilmediği bir şeyi inkar etmesi âdettendir.
Sen nefsini rahata, tembelliğe o kadar alıştırmışsın ki istirahatin sence manası kalmamıştı. Yemek yiyemiyordun, gözüne uyku girmiyordu. Ben sana sadece çalışmayı öğrettim. İştahın derhal yerine geldi? Uykun intizama (düzene) girdi! Bu dersten ibret al. Dünyada işsiz kimse yaşayamaz, bu dünyaya herkes çalışmak için gelmiştir! Simdi sarayına dön zayıflara karşı rahim (merhametli) ol. Fakirleri, düşkünleri hor görme. Onlara daima yardım et. Sunu bil ki: İster hamal olsun, ister senin gibi hükümdar olsun, insanlar için dünyada en büyük nimet, çalışmaktır! İnsanı insan eden iştir!"
Takdim...
Bu kültür hazinesinin kuvveti, dile de akseder. Şayet aksetmiyorsa bir problem vardır. Kendi yolunu bir şekilde bulabilen dile neşter vurmak, kültürün, değerlerin ve nihayet yozlaşmanın adı olur. Bu sebeple dil, kat'i surette suni birtakım müdahalelerle yolundan saptırılmamalıdır. Bu kitapta yer alan hikayeler yaklaşık bir asır önce çocukların bile anlayabileceği bir durulukta kabul edilmiştir. Buna rağmen, günümüzde yetişkinlerin bile anlamakta zorlandığı metinler olmaları üzerinde dikkatle düşünmek gerekir.
Orhangazi'den Murad Hüdavendigar'a
OĞUL SANA DİYECEKLERİM VAR.. OĞUL DEVİR SENİN DEVRİNDİR BİZ TAŞIMIŞ OLDUĞUMUZ BAYRAĞI BUNDAN BÖYLE SANA EMANET EDERİZ.
BİZ YOLUN SONUNA GELDİK... SEN DAHA BAŞINDASIN... CENAB-I MEVLA SALTANATINI MÜBAREK KILSIN...
OĞUL, SALTANATINA MAĞRUR OLMA.... UNUTMA Kİ DÜNYA, HAZRET-İ SÜLEYMAN'A KALMAMIŞTIR... UNUTMA Kİ DÜNYA SALTANATI GEÇİCİDİR. LAKİN BÜYÜK BİR FIRSATTIR.
ALLAH YOLUNDA HİZMET VE PEYGAM- BERİMİZ ALEYHİSSELAM'IN ŞEFAATINE MAZHARIYET İÇİN BU FIRSATI İYİ DEGERLENDIR
DÜNYADA AHİRET ÖLÇÜSÜNE BAKARSAN EBEDI SAADETI FEDA ETMEYE DEĞMEDIGI NI GÖRECEKSİN
OĞULI RUMELİ HRİSTİYANLARI RAHAT DURMAYACAKTIR. SEN O CANİBE YÜRÜ RUMELİ'NİN FETHİNİ TAMAMLA...
KONSTANTINIYEYI (ISTANBULU) YA FETHET YAHUT FETHE HAZIRLA
BABAM OSMAN GAZI HAN, SÖĞÜT VE DOMANİÇ'TEN İBARET BİR AVUÇ TOPRAĞI BEYLİK YAPTI...
BİZ ALLAH'IN İZNİYLE BEYLİĞİ HANLIĞA, SULTANLIĞA ÇEVİRDİK... SEN DAHA DA BÜYÜĞÜNÜ YAPACAKSIN OSMANLI'YA İKİ KITA ÜSTÜNDE HÜKMETMEK YETMEZ... ZİRA İLAYI KELİMETULLAH AZMİ İKİ KITAYA SIĞMAYACAK KADAR YÜCE BİR AZİMDİR...
SELÇUKLU'NUN VARİSİ, BİZ OLDUĞUMUZ GİBİ ROMA'NIN DA VARİSİ BİZİZ OĞUL KUR'AN-I KERİM'İN HÜKMÜNDEN AYRILMA ADALETLE HÜKMET GAZİLERİ GÖZET...
DİNE HİZMET EDENLERE HİZMETİ ŞEREF SAY
FAKİRLERİ DOYUR, ZALİMLERİ CEZALANDIRMAKTA TEREDDÜT GÖSTERME EN KÖTÜ ADALET GEÇ TECELLİ EDEN ADALETTİR
SONUNDA HÜKÜM ISABETLI DE OLSA GECİKEN ADALET ZULÜMDÜR
Osmangazi'den Orhangazi'ye
EY OĞUL! BURSA'NIN FETİH MÜJDESİNİ ALIP ÖLMEK İSTERDİK... BURSA'YA GÖMÜLMEK İSTERDİM AMA ECEL ACELE ETMEKTEDİR.
ÖLÜM BENİ KORKUTMUYOR, ÜZMÜYOR... ÇÜNKÜ BU DEVLETE SENİN GİBİ BİR LİDER BIRAKIYORUM...
OĞUL... BURSA'YI FETHET GÜLZAR EYLE... BENİ BURSA'DAKİ GÜMÜŞLÜ KÜMBETİN ALTINA GÖM....
DINININ GEREKLERİNİ YERİNE GETIR DOGRU YOLDAN SAPMA
MERHAMETLİ OL AMAN DİYENE KILIÇ KALDIRMA
İLMİNİN DE KILINCININ DA HAKKINI VER
DİN YOLUNDA GAZAYA (SAVAŞA) DEVAM ET... YOLUN AÇIK OLSUN... VAR GİT BURSA'YI AL...
YILLAR GEÇTİKÇE QSMAN BEY SAVAŞLARDAN UZAK KALMAYA BAŞLAMIŞTIR 1320 YILINA GELINDIĞINDE SAĞLIK SORUNLARI YAŞAMAYA BAŞLAR. BACAKLARI AGRIYOR, YAKALANDIĞI NIKRIS HASTALIĞI YÜZÜNDEN ATA BİNEMİYORDU.