Duygu ve düşüncelerimizin davranış ve eylemlerimize etki ettiğine hiç kuşku yok. Özellikle, çöküntü içinde olduğumuz bunalım (depresyon) dönemlerinde bırakın spor yapmayı, sinemaya gitmeyi bile istemeyiz. Aslında, hiçbir şey yapmak istemeyiz. Bu çok olağandır ve aslında bunun anlamı, duygusal ve düşünsel anlamda bir yükün altında ezildiğiniz gerçeğidir. Kendi içinizde derinlere inip çözerek içinden çıkabileceğiniz bu gibi durumlarda içinize kapanmak, karamsarlaşmak, güçsüz ve enerjisiz hissetmek olağandır. Öyleyse şu soruya cevap verin: Bu sorununuzdan kurtulmak mı istiyorsunuz yoksa daha da kötü duruma düşmek mi? Eğer kurtulmak istiyorsanız size iyi haberlerim var. Duygu ve düşünce durumumuz nasıl hareketlerimize etki ediyorsa, hareketlerimiz de duygu ve düşüncelerimize etki etmektedir. Elbette sıradan hareketleri kast etmiyorum, kast ettiğim düzenli antrenman.
Her Şeyi Devletten Beklemeyin Kardeşim
Cahilliği giderme, aydınlatma mücadelesini daima devletten bekleyen, kendi çabalarını konfor ve rahat içerisinde gerçekleştirmek isteyenler, bugüne kadar hep başarısız olmuştur ve olacaktır. Halka bir şeyler vermeyi gerçekten isteyenler, halkın kendisine ulaşıp el üstünde tutmasını beklememelidir.
Reklam
''Ulusların sağlığı ulusların zenginliğinden çok daha fazla önemlidir.'' - Will Durant
Kabul edelim, mükemmel denebilecek bir görüntü çoğu insan için pek çok sebepten ulaşılmaz olabilir, ancak neredeyse her insan ''fit'' olabilir ve eski durumundan çok daha iyi görünebilir.
Kas-pornografisi
İnternetteki fitness fetişi son yıllarda iyice artmış, bir çeşit kas pornografisi hâline gelmiştir.
Ünlü İngiliz devlet adamı Edward Stanley ''Egzersiz için zamanı olmadığını düşünenler er ya da geç hastalık için zaman bulmak zorunda kalacaktır'' diyerek egzersiz-sağlık ilişkisini zorunluluk çerçevesinde ele almıştır.
Reklam
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.