Farkındalık etrafımızdaki olanlara ve günlük olaylara, geçmişte edindiğimiz deneyimlerimiz, düşünce ve inançlarımızın yaşantımızı bulanıklaştırmadan bakabilme yetisidir.
Farkındalık geliştirmeyi, hayalperestçe bir tutum olarak algılamamalısınız. Çünkü farkındalık düşünce ve duyguları asla reddetmez, ön yargılarla hareket etmez, baskı hissetmez ve onları kaçılacak bir korku mitine dönüştürmez. İyi veya kötü tüm yaşanılanları kabul etmeyi bilmelisiniz. Psikoterapinin de kullandığı bir yöntem olan farkındalıkla depresyon, panik atak, takıntılar ve stres gibi ruh sağlığı sorunları çözülebiliyor. Farkındalığın düzeltmek ile ilgisi yoktur. Düşünmeyi durdurmak gibi bir amaçla çalışmaz. Gerçeküstü bir ortam tasarlamaz. Yani farkındalık size kendinizi tanıtır.
Farkındalık kazanmak size hayatta kolaylık sağlayabilir. Çünkü olaylara karşı bakışınızı farklılaştırmak, yaşanmışlıkları değiştirmeyecek fakat kurduğunuz bağları dönüştürecek. Yapmanız gereken şey, sorular sormaktan korkmamak ve yaşanılanları cesaretle göğüslemek. Diğer taraftan yıkılacağınızı bilseniz de toparlanacağınız düşüncesini idrak etmiş olmalısınız. Nasıl ki acı yaşamımızın bir gerçeği ve bunu bilerek hareket etmek önemli ise bizi yönetmesine izin vermemek de çok önemli. İşte farkındalık, zihinsel ve fiziksel acı ile kurduğumuz ilişkiyi yeniden şekillendirmemize yardımcı olabilir....
Her zaman her konuda danıştığım kitaplara panik atak sürecinde daha da sarılır oldum. Özellikle bu kitap panik atak, kaygı bozukluğu, endişe, korku, obsesif kompulsif bozukluk gibi durumlarda beynimizde gerçekleşen korteks ve amigdala süreçlerini anlatıyor. Paniğin nasıl tetiklendiğini, geliştiğini ve neler yapılması gerektiğini en etkili biçimde kısa ve öz olarak aktarıyor.
Sadece ara ara kaygı hissediyor bile olsanız bu kitaba göz atmanızı tavsiye ederim. Sürecin işleyişini bilmek dahi sizi ondan uzak tutabiliyor.
Kaygısız BeyinCatherine M. Pittman · Saltokur Yayınları · 2020100 okunma