Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Allah insan için cennette yüksek dereceler yazar. O insan, kendisini o dereceye ulaştırabilecek bir amel yapamaz. Bu yüzden, Allah ona, o dereceyi kazanabilmesi için, çeşitli bela ve musibetler vermeye devam eder. ( Müsned cilt 2 sh 519 müellifi imam-ı A'zam Ebu Hanife Hazretleri)
İmam-ı Â'zam Ebu Hanîfe hazretleri, hocamın eviyle aramızda yedi sokak vardı ama ayağımı hiç oraya uzatmadım, diyerek edebin ve ahlâkın önemini ne de güzel vurgulamış...
Reklam
ALI ILIMLERI SUFLIYATA ALET ETMEMEK ​ Imam-i A'zam Ebu Hanife hazretleri bir gün talebeleriyle giderken hokkabazin biri halka hokkabazlik numaraları gösteriyormuş. Imam-i A'zam hazretleri taleberilerine donmus ve demişki: “Evlatlarım, bu kimse sufli biridir. Sufli meslegını sufli dünyaya alet ediyor. Benim size öğrettigim ilim ise ulvidir. Siz bu ulvi ilmi dünyaya alet edecek olursaniz, bu hokkabazdan daha sufli olursunuz.”
Hak Dostları*37 İmam Cafer Sadık Hz.
Hak Dostları*37 İmam Cafer Sadık Hz. Cafer-i Sadık hazretleri, Ehl-i beytten olup, on iki imamın altıncısı, Silsile-i aliyyenin dördüncüsüdür. Babası Muhammed Bâkır, dedesinin dedesi Hazret-i Ali’dir. İlim ve fazilette zamanının bir tanesi oldu. Din bilgilerinde olduğu gibi, zamanının bütün fen ilimlerinde de söz sahibiydi. Yetiştirdiği talebeler, cebir ve kimya ilimlerinde çeşitli keşifler yapmışlar, bu ilimlerin temel sistematiğini kurmuşlardır. Fizik ve kimya ilimlerinin konusunu teşkil eden madde ve onlar üzerindeki bilgisi pek çoktu. Kimyanın babası sayılan Cabir de, Cafer-i Sadık hazretlerinin talebesidir. İmam-ı Cafer'in en meşhur talebesi olan İmam-ı a'zam Ebu Hanife, Cafer-i Sadık'ın sohbetlerine iki sene devam ederek, o gizli ve açık marifet kaynağından ilim ve evliyalık yolunda çok faydalandı. İmam-ı a'zam, onun huzurunda kavuştuğu yüksek mertebeleri anlatmak için; "O iki sene olmasaydı, Numan helak olmuştu" buyurdu.
Ulema ve urefânın lakapları: Seyyidü't-Tâife: Cüneyd Bağdâdî el-Muallimü's-Sânî: Fârâbî eş-Şeyhu'r-Reis: İbn Sina Hüccetü'l-İslam: Gazzâlî el-İmâm: Fahreddin Râzî eş-Şeyhü'l-Ekber: İbnü'l-Arabî
İsmail ibn Hammad ibn Ebi Hanife anlatır: "İki tane katırı olan Rafızi bir değirmenci vardı. Bunlardan birine Ebu Bekir, diğerine de Ömer adını vermişti. Bir gün bu katırlardan biri sahibini teperek öldürdü. İmâm-ı A'zam'a bu olay anlatıldığında: 'Gidin bakın, göreceksiniz ki onu tepeleyerek öldüren, Ömer adını verdiği katırdır' dedi. Kontrol ettiklerinde dediği gibi olduğunu gördüler."
Reklam