Destanlaşan Üç Ülkücü Genç 1968 yılında Ankara İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ruhi Kılıçkıran ile başlatılan ve bugün üç binlerle ifade edilen ülkücü şehitler kervanına 1970 yılı içinde üç isim ilave olmuştur: Süleyman Özmen, Yusuf İmamoğlu ve Dursun Önkuzu. Süleyman Özmen: Süleyman Özmen Ankara Ziraat Fakültesi öğrencisiydi. Günlerce muhasara
Yönetim ve idare ile ilgili hadis şerif
"Allah'ın olmasını dilediği kadar aranızda nübüvvet olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu kaldıracak tır. Sonra nübüvvet minhâcı üzere [Râşidi] Hilâfet olacak tır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı meliklik olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıra caktır. Sonra zorba diktatörlük olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğin de onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) nübüvvet minhâcı üzere [Râşidi] Hilâfet olacaktır." (Ahmed bin Hanbel] - Değişim Fıkhı, P. 37
Sayfa 37 - Köklü Değişim YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Şehit Yusuf İmamoğlu ruhu şad olsun.
"Oğlum Yusuf'u vurdular. Acımadılar. Dün benim bir Yusuf'um vardı. Bugün hepiniz benim Yusuf'umsumuz. O, bu din, bu millet, bu vatan için öldü. Ona kurşun sıkan ellere, ona kurşun sıkanlara fırsat veren kafalara lanet olsun."
Bulgaristan'dan göç ettirilmiş bir ailenin çocuğu olan Yusuf İmamoğlu'nun cebinden 35 kuruş çıkmış ve yapılan otopsi ile iki gündür de bir şey yemediği rapor edilmişti. Yusuf İmamoğlu'nun şehadeti Devlet gazetesinin 15.6.1970 tarihli 63. sayısının kapağında ve iç sayfalarında geniş yer almıştı. Bursa'ya defnedilen Yusuf İmamoğlu'nun yazmış olduğu bir şiirinin nakarat kısmı arkadaşları tarafından: "İmamoğlu! Sen rahat uyu / Sen ölmedin ölmezsin! İntikamın alınacak / Bozkurtlar etti yemin! Haydi, yiğit haydi yeni akına / Ülkümüzün cihan varsın farkına" şeklinde marş hâline getirilmiş ve destanlaşan şehitlerin ikincisi olmuştur.
Solun geleneğinde her zaman kendi pisliğini karşı tarafa atmak vardır. Ancak adama Bulgaristan üzerinden gelen Rus silahlarını ya da ölen binlerce ülkü fidanlarını sorarlar. Ertuğrul Dursun Önkuzu'yu, Süleyman Özmen'i, Ruhi Kılıçkıran'ı, Yusuf İmamoğlu'nu ve diğerlerini... Uğraşmanız boşuna. Sizin savcı katili Yılmaz'la, banka soyguncusu Deniz'den kahraman çıkmaz. Hatırlarsanız hani meşhur bir "Çağrı" filmi vardır. Orada iman ve küfür savaşı sonrası Müslüman taraf diyordu ki: "Bizim ölenlerimiz cennete gitti, sizinkilerse cehenneme" Ha işte aynen öyle...
" Çıkıp gökyüzünde sökün eyleyen Şam'da kul Yusuf'u görmeye geldim Eğildim türaba yüzümü sürdüm Hak'kın divanına durmaya geldim "
Sayfa 104 - Pir Sultan Abdal izleri..
Reklam
Aslolan yaşamaktır ölmek değil Sevmektir dağ doruklarında Kaybolmak değil diplerde Yürüyüp gitmektir kendine doğru Durmak hiç değil.
Sayfa 93
Renklerin dili vardır Kuşların dilinden yazılmış Ruhlar ruhlara yazılmışlar Bezm-i elestte
Sayfa 91
Sende kaldım, seninle kaldım Ağlamadım, ağlatmadım, senin oldum.
Sayfa 65 - 1 Temmuz 2005 (03:19) notuyla.
399 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.