Çare
Üstad Bediüzzaman şöyle der: "Acaba hem ruhunda, hem vicdanında, hem aklında, hem kalbinde dehşetli musibetlerle musibetzede olmuş ve azaba düşmüş bir adamın cisminin, zahiri bir surette aldatıcı bir zînet ve servet içinde bulunmasıyla saa- deti mümkün olabilir mi, ona mesud denilebilir mi? Bir şahsın cesedi, geçici, yalancı bir cennet de olsa, Kalbi, ruhu cehennemde olsa bu şahıs Mesud olur mu? bu hallerden kurtulmanın tek çaresi, imandır...
Güneşi doğdu bu sabah Şehadet yolcularının Daha gür okundu bugün Özgürlük türküleri Parladı iman ateşi, söndü zalimin güneşi Bir yiğit daha katıldı Özgürlük korosuna Silahları saz ettiler, kurşunları birer nota Kanları kalanlar için, türkü oldu dağlarda...
Cenab-ı Hak, tîn ve zeytin ile kasem vasıtasıyla, azamet-i kudretini ve kemal-i rahmetini ve büyük nimetlerini ihtar ederek, esfel-i safilîn tarafına giden insanın yüzünü o taraftan çevirip şükür ve fikir ve iman ve amel-i salih ile tâ a'lâ-yı illiyyîne kadar terakkiyat-ı maneviyeye mazhar olabilmesine işaret ediyor. Nimetler içinde tîn ve zeytinin tahsisinin sebebi, o iki meyvenin çok mübarek ve nâfi' olması ve hilkatlerinde de medar-ı dikkat ve nimet çok şeyler bulunmasıdır.
du. Ama yaşlı sadrazamını henüz inandıramamıştı. Yüreğine ince bir sızı girdi. Bir an için endişelendi. Ne de olsa yaşlı sadrazamın müthiş bir tecrübe birikimi var dı. On beş yaşından beri devlet hizmetindeydi. Kendisi ise on beş yaşını geçeli ancak birkaç yıl olmuştu. Bu açıdan şartlar aleyhine görünüyordu. Fakat şartlara teslim olmayacaktı. Çandarlı'ya döndü: "Bak a vezirim," diye söze başladı, öfkesini tereddüdü. ne sarıp yutkunarak; "ben ne babama benzerim, ne ba- bamdan öncekilere. Şimdiki zaman başkaca zamandır. Çaresi yok fetih olacak." İhtiyar sadrazam, tezini savunma kararlılığı içinde tek geri adım atmadı: "O zaman bil ki, bunun mes'uliyeti tamamıyla sana ait- tur, çünkü akıbeti hayır görmüyorum. Bizans İmparatoru unvanını alayım derken, korkarım padişahlıktan da olacaksın. Bu ne hirs!" Padişah ilk defa öfkelendi: "Hırs değil iman!" diye bağırdı, "dedik a, ya biz onu, ya o bizi! Hakikatli hükümdar olmanın başkaca çaresi yok- tur." "Elinde olanla yetinsene." "Elimdekiyle yetinirsem elimde olan da gider Çandarlı, ne belledin! Zirvede durulmaz, ya devamlı tırmanırsınız ya da aşağı kayarsanız. Ben gencim, tırmanacağım!"
İman olmadan Allah’la dostluk kurabilmenin imkânı söz konusu değil.
Sayfa 279 - 3. Baskı, Ekim 2022
Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Sayfa 512 - Mü'min Suresi/35
İçten edilen samimi bir duânın her şeyi değiştirebileceğine iman edin
“İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyleyse insanın asıl vazifesi, iman ve duadır.”
İslâm ümmeti ırkçı bir ümmet değildir. Bilakis mesajı, hedefleri ve ilkeleri olan bir ümmettir. Bu değerlere iman edip sahip çıkan herkes ırkı, rengi ve vatanı ne olursa olsun bu ümmettendir.
Sayfa 103Kitabı okudu
...iman, nazar-ı gafletle ömür ağacının başında cenaze şeklinde görünen tek meyvesi cenaze olmadığını, belki ebedî bir hayata mazhar ve ebedî bir saadete namzed olan ruhumun, eskimiş yuvasından, yıldızlarda gezmek için çıktığını biilmelyakîn gösterdi.
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.