Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmran Arıgün

İmran Arıgün
@imranarigun
Ankara
6 Şubat 1999
10 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
282 syf.
·
Puan vermedi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 54,9bin okunma
Reklam
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendo gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı.
"Hayatta kalıplar var... Ritimler. Bir hayatta kendimizi köşeye kısılmış hissettiğimizde, hüznün, trajedinin, başarısızlığın ya da korkunun, tek bir varoluşun ürünü olduğunu düşünmek çok kolay. Yalnızca yaşamanın değil, belli bir şekilde yaşamanın sonucu olduğunu düşünmek. Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar?"
Reklam
Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü.
Bazı yolların daha kolay olacağını düşünmek işimize geliyor bence dedi, bir şeyi ilk kez fark ederek. Ama belki de kolay yol yoktur. Yalnızca yollar vardır.
Her şeye sahip olsanız da hiçbir sey hissetmeyebilirsiniz.
Nora'nin aklına Camus'un bir sözü geldi. Nelerin ilgimi çektiğini tam olarak bilemeyebilirim ama nelerin çekmediğinden kesinlikle eminim.
Reklam
İnsan olmak, dünyayı sürekli indirgeyerek anlaşılır ve basit bir anlatıya dönüştürmek demekti.
Ama belki de bütün hayatlar böyleydi. Görünüşte en yoğun ve yaşamaya değer hayatları yaşayanlar bile en nihayetinde kendilerini böyle hissediyorlardı belki. Dönümler boyu hayal kırıklığı, tekdüzelik, acı ve rekabetin içinde tek tük birkaç mucize ve güzellik vardı. Belki de hayatın anlamı bundan ibaretti. Kendine tanıklık eden bir dünya olmak.
Doğanın bir parçası olmak yaşama isteğinin de parçası olmaktı. Bir yerde uzun zaman kaldığınızda, dünyanın ne kadar büyük ve uçsuz bucaksız olduğunu unutuyordunuz. O enlem ve boylamların uzunluğunu algılayamıyordunuz. Kendi içimizdeki uçsuz bucaksızlığı da algılayamadığımız gibi, diye düşündü Nora.
"İnsan," diye yazmıştı Thoreau Walden'da, "hayallerine doğru güvenle yürüdüğü ve hayalindeki hayatı yaşamak için çaba gösterdiği takdirde gündelik hayatın akışı içinde aklına dahi gelmeyecek bir başarıya ulaşacaktır." Aynı zamanda bu başarının, yalnız kalmanın bir ürünü olduğunu gözlemlemişti. "Kendime yalnızlıktan daha iyi bir dost bulamadım.
Nereye gidersen git anılar hep seninle ve hayat böyle boktan bir şey işte.
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.